Translate

Bumerang - Yazarkafe

3 Kasım 2009 Salı

kağıt, kalem

Yazmak, yazmak, yazmak.


   Yaz köküyle başlayıp kökündeki mevsime inat soğuk günlerde daha çok içinden çıkan daha doğrusu içinden çıkılamayanların kelimelere, kelimelerinde kağıtlara dökülmüş hali.
   Kimi kez sana yazmak, her defa seni yazmak, her cümlede sana dair cümleleri art arda sıralamak;kimi düşük cümlelerle kimi kez imla hatalarının geçit töreninde yazmak.
   Her defasında yazmak için oturulan ama bazen klavye üzerindeki yazamayan parmakların aradığı kalemin nostaljisini bahane eden, bazen de durmak bilmeyen, virgül dahi konulmayan uzun cümlelerle üretkenliğin yorucu olduğu yazmalar geçitselliğinde kendini kaybedercesine yazmak.
   Yazarken dertlenmek, kederlendikçe yazma ihtiyacı duymak, ama kendine özgü cümlelerle kalitesinden sual olunmaz sanılan saçma yazıların yazarı olmak. Okuyanı kendinden geçirip, herkesin acısına tercüman olduğu yanılgısında kendini kaybetmek, mutlu olmanın kısa anlarında dünyaya pembe bakmak.
   Yazmak, yazmak ve yazmaya çabalamalarını yazı sanmak; tıp ki hayat gibi; sana sunduklarına şükrettiren ama hep senden alıp sana hiçbir şey vermeyen ve buna rağmen asla suçlu aramana imkan vermeyecek kaos sistematiği. Tıp ki sen gibi; ne bende olan ne de vazgeçebildiğim.
   Hayat kurtaracak birkaç kelime yazıp şişeye koymak; hiç okunmayacak, okunmaya değil kurtarmaya vesile cümleler.
   Birisini etkilemek için yazmak, birinden etkilenerek yazmak, yazdıklarından etkilenip yazabildiğini sanmak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder