Translate

Bumerang - Yazarkafe

31 Ağustos 2010 Salı

ruhun en besleyici öğünü


   Saat dokuzda: "sittt, sit" diye bir sesle yataktan fırlardım; ağız dolusu bir küfürle yatışmayan sinirimi yenmek için bir kaç kez sağa sola döner ve uyumaya çabalardım, sen bana sarılır: "kızma, sana ninni söyliyim mi" der beni güldürürdün.
   Saat onda bu kez: " gevrookkk" diye bir sesle yine uykum bölünür hatta katledilirdi, sen: "aşkım gevrek alır mısın, canım çekti" derdin gözlerini açmadan, bense: "simit onun adı" der söylenerek yataktan çıkardım ama söylenmem simitçiye olurdu. Yinede hiç bir zaman ne simitçiyle ne de sütçüyle tartışmadım. Bir keresinde simitçiye; neden bu kadar bağırdığını sordum, oda :"abi dokuzuncu kata ses gitmiyor, satış olmuyor" demişti haklı olarak, sütçü amcayla muhabbetim ise sattığının ne olduğunu anlamak için ilk zamanlarda olan dialogtu:
   "ne satıyorsun amca, sit ne"
   "ne kadar istiyon gızan, daha bu sabah sağdık taze sit" gerisine gerek yoktu çünkü amca sadece ne istediğimle ilgileniyordu, mecburi bir litre almış hijyen kaygısıylada olsa içmiştik.
   Onbir gibi çocuklar alırdı sahneyi, küfürleşir kaga eder sonra bir oyunda anlaşır yine küfürleşirlerdi, bense kısık sesle: "neden insanlar ürerler, başkalarını rahatsız etsinler diye mi?" derdim ve küfrederdim,sen bana sarılır "bizim çocuklarımız kimseyi rahatsız etmiycek" derdin, inanırdım ve sarılırdık.
   ne kadar geç uyanmak istesemde fazla uyuyamazdım, sen daha uyanmadan kalkmış olur ve seni izlerdim. Yüzünü, ağzını, gamzelerini öperdim; sırtın dönükse, omuzlarını öper saçlarını koklardım. Bir süre sonra kayıtsız kalmaz bana döner: "seni uyutmayan sütçü gibisin" derdin şakayla, gülerdik. Ve sevişirdik doyasıya, aklıma hep bir şarkı gelirdi; "...kahvaltıdan önce biraz daha sevişelim mi?" sana asla bundan söz etmedim, sabah sevişmelerimizi riske edemezdim.
   Duşa girerdim ben, sen kahvaltı hazırlardın ve hep aynı hayıflanmayla söylenirdin tatlı tatlı: "bir kezde ben duşa gireyim sen kahvaltı hazırla" bende olur derdim, tartışma hiç başlamadan biterdi.
   Mutluyduk, mutluydum; huzurun adını "sabah kahvaltılarımız" koymuştum.
   şimdi anlıyorum ki; huzurumun eksikliği sanırım; senden çok kahvaltılarımızı özlüyor olmam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder