Translate

Bumerang - Yazarkafe

23 Ekim 2009 Cuma

yalnızlığın evrimsel izahı


şirin bir yalnızlık mı benimki yoksa aptal bir iyimserlik mi?

bazan bir bekar evine gidiyorum apar topar oturup geyik yapıyoruz,ve tabi bolca çay tüketip cips yada çikolata yiyoruz.ne şişmanlama kaygısı var ne de herhangi bir sınır.çoğu zaman gece yarısı boş sokaklarda başıboş köpekleri korkutan yalnızlığımızı gezdirmeye çıkarıyoruz.kimse konuşmuyor ama ara sıra kafalarımızı fazla kaldırmadan evlerin yanan ışıklarına bakıp "aileler neler yaparlar şimdi" diye düşünmeden alamıyoruz kendimizi.hele de bizim gezdiğimiz saatlerin "aile" lerin yatma saatine denk geldiği düşünülürse genellikle yanan lambanın evin mahrem alanlarını aydınlattığını tahmin etmek zor değil,zor olan o alanlarda neler olduğunu bilip,bilmemezliğe vurmak.

bazan bir kız arkadaş-hiç sevişilmemiş- çağrısıyla hızla bir cafede buluşup,maskelerimizi takınıyor ve iyi çocuğu oynuyoruz. "aile kurmak mı,çocuk sahibi olmak mı,şaka yapıyor olmalısın" edebiyatıyla,nobele aday bir inanmışlıkla karşımızdakini ikna ediyor hatta bizi fikrimizden caydırıpda evlerinin mahrem ışıklarını yakabilen aile erkeklerinin saadetine teşvik etsin diye destekliyoruz.bize "çocuklar harika yaratıklardır,sen henüz çocuğun olmadığından sevmiyorsun,o duyguyu bir tatsan böyle düşünmezsin emin ol" demelerine kendimizden çok emin bir şekilde itiraz edip asıl emin olduklarımızı gömüyoruz,kokmasın vede sivil zihniyetlere zarar vermesin diye üzerine utanmamış kireç döküyoruz.

sonra sadece ipsizlerin,sokak köpeklerinin eskortluğunda evlerimize dönüyoruz.zaten sabah toplanmamış bir yatağın bizi bekleyen soğukluğuna,bacak aramıza sıkıştırdığımız yastıkların yumuşaklığında kimi zaman düşlere,kimi zaman tükenmişliklere göz yumuyoruz ama uyumak gözleri kapatmak kadar kolay olmuyor ve de yatağın her iki yanını ısıtmak için saatlerce dönmek gerekiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder