Kirli bulaşıklar,evde sabit ve asla değişmeyecek-zaten değişmesi için kimsenin çaba sarfetmeye niyeti olmadığı- tanımlanamayan kokular,renk renk ama olabildiğince uyumsuz eski moda-moda da kimin umrundaki- perdeler,dünden yada ondan önceki herhangi bir günden kalmış;salçası kurumuş ve de mayışık bir ağır kokuyla tencerede atılmayı yada midesiz biri tarafından tüketilmeyi bekleyen sadece süper market markalı ucuz makarna,uyku saatinin kaç olduğu belirsiz ve de uyuma zamanlarının uyumanın dışındaki her türlü aktiviteye gebe olduğu ortamlar,yayları çıkmış tahtası göçmüş yüzü eskimiş ve de üzerinde kim bilir kaç gencin gençliğini kaybettiği çekyatlar,küf ve rutubetten boya tutmayan duvarların hasta eden siyaha çalan ama rengi olmayan desenleri,kahve masası üzerinde masaya yapışmış çay kaşıkları ve dibinde karamelize olmuş kuru çay artıklarının yanında bir kaç boş bira şişesi biraz ötesinde kullanılmayı bekleyen prezervatif ve de bolca toz birinkitisi,kapı arkasında anlık asılan ve hiç yıkanmayan misafir pijamaları,mikropların dahi yaşama alanı bulması mümkün olmayan hijyen sorunsuz havlular,geleni gideni belli olmayan ve hatta kaç anahtar kopyasının kaç elde dolaştığı bilinmeyen kirasını odeyenlerin ev sahibi diye anıldığı habitatlar,kim bilir hangi çalışkan kızdan alınmış ve yüzüne bir kez bile bakılmamış ders notlarının fotokopileri,çalışma masasının hemen karşı duvarında vize tarihleri yada finaller,tüm fakirliğine inat sınav akşamları için hazır tutulan kahveler ve de eşantiyon kupalar,bir demet maydanoz bir yarım limon ve kaselerde kurumuş peynir gazı kaçmış bir kaç şişe ikibuçuk litrelik yarım kolalar ve üstü yeşillenmiş hazır salça kutusunu soğutan buzdolabı
özlenir mi?Özleniyor işte!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder