Translate

Bumerang - Yazarkafe

27 Ağustos 2010 Cuma

hiç biri


   Hayatımın en ıslak mevsiminde; her şeye ağlamaya meyilliyim, herkes ağlatabilir beni, yeter ki samimi görünsün; dizinde, omuzunda veya yan koltukta, sigara delikleri fonlu eski bir çekyat üstünde dahi ağlamaya hazırım, hemde bağıra bağıra.
   Hiç olmadığım kadar sıkıntılıyım; intihar süreci nasıl işliyor artık biliyorum ama burdan nasıl dönülür hala o tecrübeye sahip değilim.
   Defalarca olsa da bu kadar olmamıştı; yalnızlığım. Kimseler kalmasın isterken öfkeliydim, öfkeme maruz kalanlarsa mantıksızmış; dost yalnız bırakılır mı ya, hem de böyle bir zamanda? Kime bağırmalı, kime sesimi duyurmalı: "YOK OLUYORUM, ÖLÜYORUM, EVET  HER ŞEYİ MAHVETTİM, HER ŞEYİ YANLIŞ YAPTIM"
   Hiç dinlemediğim müziklerle kendime eziyet etmekteyim, adlarını bile ilk defa öğrendim ama bir kaç doz alıyorum; iyi gelmiyorlar biliyorum umrumda da değil zaten.
   Bir çernobilim, hani atomlarım diğerlerine hasette; bıraksam birbirlerini yok etmeye hazırlar. Tahrip gücüm bu kadar yüksek olmamıştı hiç; kendimden değil, ardımda (varsa) kalacaklar için korkum.
   Hayatımın hiç bir döneminde, hayatımdan nefret etmedim bu kadar; biliyor hayatımın kara kutusu. İçten içe kangren yaralarıma ağlamıyorum, süreç neden bu kadar uzadı derdim o.
   Ölmeyi mi arzuluyorum bilmiyorum, bilmememin nedeni yaşama hevesliğim mi onadan da emin değilim. Lanet bir organik yapının döngüsünü izlemek değildi heveslerim hayata dair; Aşk vardı içinde, sevda hemde katıksız, başarılı bir eş, baba veya sevgili.
   Hiç biri olamadım, HİÇBİRİ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder