Translate

Bumerang - Yazarkafe

14 Temmuz 2010 Çarşamba

sıcak sıcak...


   Bir elinde sararmış bardaktaki bayat çayı,diğerinde tek dostu saydığı sigarasıyla;mekanı belletilmiş-ki böylesinde daha çok çalıştırılmış- fırınının önünde taburede oturmuş,yüzünde yılların konaklığına ev sahibi,kaygılı ve yorgun gözlerini asfaltın herhangi bir noktasına odaklamış düşüncelerinde özlemler sezinlenen yaşlı bir adam.
   Birileri ya da bir yerleri özlendiğinden, şüphe yok.Akılda ya evdeki kadını ve de varsa çocuklarından kaynaklı hayat derdi,belki de evde bekleyen olmamasındaki yalnızlık ve de yalnızlığın en inciten tarafı olan işçi evinde paylaşılan nahoş kokulardan kaçmanın buruk sevinci değilse de,daha az acıtan tesellisi.
   Birazdan-her akşam yaptığı üzere- sabaha dek sürecek,hep aynı kokunun bıkkınlığında nemli ve de aşırı sıcak fırında,birileri sabah evine;kızarmış mis kokan ekmek götürebilsin diye,sabaha dek çalışacak.Birilerine huzur veren mis kokulu  kızarmış ekmek kokusu; onda sürekli bir rahatsızlık kalıcılığı yaratacak ve de çokça bıkkınlık.
   Artık ne aldığı paranın azlığı rahatsız ediyor onu,ne de bu hayatın böyle gitmezliği.Hiç bir şeyini değiştirme isteği kalmamış,zamanında belki çabalamış ya da hep kabullenmişlikle yüzünde her yıla bir kaç yaş çiziğine ev sahipliğine eyvallah etmiş.
   Sigarasından son bir nefesi-son nefesi gibi- içine çekip,çayını alttaki demine dek boğazından içeri yudumluyor.Fırının lambaları kapalı,bilinen kısmından;kimselerin bilmediği,bilmesinin gerekmediği sıcak ekmeğin,mis kokusunu edindiği sıcak,nemli ve kalıcı un kokulu arka tarafına geçiyor;her akşam olduğu gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder