2 Eylül 2010 Perşembe
kaybedenler
Saçlarımın arasından esip geçen,zaman; yaşantımı avuçlarıma döküyordu, tomar tomar. Arta kalanlara yada gidene ağıtlar yakma arasında şuursuzum. Acıyan, kanayan bedenim değil ruhum; ruhumun esir yanları. Zamana: "bize acı!" diye yalvarmak yok, zamanın acımaya niyeti de.
Esen yele göre değiştik bunca an; yürek peşinde bedeller, bedeller içinde ruhumuzu teslim ettik; umuttan bahseden herkese. Cehaletimize ya da umut eksiltili özümüze mi kin kussak; kim bilir belki savaşma anıdır şimdi.
Pişmanlıktan daha büyüktü umutların yıkıntısı; yaşam anlamsız ve de beyhude oluveriyordu, kaybetmişler elinde. Bizlerde en büyük kaybetmişlerdik. Yitip gitmiştik; ne adımız anılıyordu ne de fkirlerimiz tartışılıyordu, meclislerde. İzsiz kayıplardık; meçhuldük.
Elimizi tutmuş eller, birbir terketmişti bizi; kalanların elimizden haberi yoktu. Biz yine de umudu sorduk; bedel ödemeye hazırdık. Yeter ki yön verebilsindi biri bize
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder