Translate

Bumerang - Yazarkafe

26 Haziran 2012 Salı

Yolcu

   Kulaklığın müsade ettiğince sesi açmıştı, dışarıda kim rahatsız olursa olsundu. Arabanın sesini hala duyumsuyor muydu yoksa titreşimleri kafasında yorumladığından duyduğunu mu sanıyordu. Müziğin sapır etmesini istediğ kulaklarını; motor sesinden değil de hayatının bozuk melodisinden kaçırıyordu.
   Telefonuna düşen mesajla aklına düşen; "eskiden telefonların kapalı olması ne güzeldi" düşüncesiyle çelişik, kapatamıyordu telefonunu. Umutla, öfke arasında gidip gelmeyi seviyordu; banka kampanyalarında ki hastalıklı şizofreniyi seviyor gibiydi.
   Şarkılar hep aynıydı, farklı hikayelerinin ardından öğrenmiş olduklarıydı. Defalarca tekrarları dşnlemek; suskunluktan iyiydi. Kitap okuyamiyor, çoğu kez de okumak istemiyordu; pencereden dışarı boş boş bakmak iyi geliyordu. Sabit hiç bir nesne yoktu; kayıyordu şehirler, köyler, oralarda ki insanlar ve hayatları. Kimi kez yanan bir evin ışıklarında aileyi hayal ediyor, kimi kez ışıkları açık evleri sayıyor; bir yandan da neden hala uyanık olmalarını merak ediyordu.
  
   Yol bitmesin istiyordu; gidilen yer değildi önemli olan, sadece gitmek istiyordu. Yollar da olmak, müzik dinlemek ve pencereden dışarıya boş boş bakmak istiyordu.
   Yolculukta yalnızlık anlamını yitirip; acıtmayan bir format oluveriyordu. Bir otobüs dolusu yalnızla oluşturulan sosyal hayatı seviyordu; hastalıklıydı, hatta hastaydı ama kimin umrundaydı ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder