18 Ocak 2010 Pazartesi
Neb ev Nes
Ve birden var edilen sevdanın yıkıntısında bırakmak;farkına varamadığına hükümlü,ağlama heveslisi fikirleri. Sondan başa sarılan filmi anlamaya zorlamak;düşleri bitmiş düşüncelere.
Beyni olmayan yüreklerin;yürekleri olmayan beyinlere hükmi galibiyeti. Fikri olmayan bilgiçlerin;fikirsizliğin bilgeliğine sığınmış ruhlara ilk ve son dersi.
Yokluğu var etmenin yaratıcılığı. Sonsuz kere tarif edilen sevginin;basit anlamsızlığını aydınlatmanın rahatlığı. Katil olmadan öldürmenin;masumluğu. Yaşanmışlara son anda giydirilen daraltılmış aşkın becerikli elleri.
Çekip gitmek için misafirden istenen saygısız izin;ev sahibinin ağzından. Kaybolmak sonra;başı belli,sonu belli sonsuzluklarda. “SEN” demek kendine.
Umutlar büyütmek;tohumsuz,topraksız ve de havasız iklimlerde. Pamuklara sarılı yıkıntıları güneşte bekletmek;yeşerir diye.
“SENİ” beklemek ve “SEN” demek ,“SEN” olabilme ihtimali olmayan herhangi birine.
Ölmek;her doğan günle. Bir demet nergiste bırakmak tüm neşeleri;bir daha geri alamamacasına. Gülün kırmızısından,papatyanın sarısından nefret etmek ve ölümden beter korkmak göğün mavisinden.
Her mutlu çifte ihaneti sormak,mutsuzlara sevmenin en güzelini. Büyümüş göz bebekleriyle yürümek;karanlıklardan aydınlıklara.
Bir kelebeğin en uzun anında yaşamak SENİ ve de bir çınarın en kısa anında kaybetmek
Gözlerinde zaferini görmek,öfkeni,belki acımanı ama kesinlikle sevgini değil. Öfkelenmeden öldürmek,sevmeden sevişmek.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder