Translate

Bumerang - Yazarkafe

24 Ekim 2011 Pazartesi

şeker yanığı

   Bir gece çıkıp gelmişsin, kapımda kokun kalmış; vanilyada kararsız kalmış üstüne bir de şeker yanığı bir parfüm kullanmışsın. Kapıyı çalmamışsın belli. Elini kapıya götürmüş parmaklarının sıcaklığını bana bırakmışsın. Bir damla gözyaşın eşiğe düşmüş, eğildim dokundum hislerine, yanına bir damla da ben eklemek istedim de biten aşklarım kurutmuş göz pınarlarımı; özür dilerim sevgili.
   Beni hiç görmemiş komşularımın hepsiyle sohbet etmişsiniz ayaküstü, kalbimin çınlamasından anlamalıydım. Komşu kadınlar, sana hak vermiş olmalılar; kocaları da karılarına katılıp beni acıtmaya yer arar olacaklar, bekliyorum. Çok zor günlerdi senin gelişinden önce ve senden sonrasında daha kötü olacaklar.
    Şahit olmasa da kimse senin gelişine, ben biliyorum ki burdaydın. Geldiğini hissetmesemde, gelmiş olma olsalığında bir kaç gece uyuyabilmek istiyorum. Senden sonra saklı tuttuğum yastığına başımı koyarak, düşleyebilmek.
   Gökkube de ne kadar yıldız varsa hepsine aşık oluyorum ve biliyorum ki bir tanesini seçip "bu benim yıldızım olsun mu" diyeceksin, sana aşık olmuş herhangi birine. O an ömrü tamamlanmış bir yıldız sandığın ben olucam; içinde bizim olmadığımız dileklerinin kabulü için senin yerine dua edicem.
    Candan erçetin olacak kulağımda ki tını, kalbimde varlığımdan yarattığım sen olacaksın. Kapım çalacak, sen diye kalkıp kapıya koşucam; mutsuz sonlardan bir dejavu daha. Mutlu son olur mu ki diye düşünücem, hüzünle; değil mi ki son dediğin mutsuz olmasın diyerek kapıyı kapatıcam.
   Kapımda; vanilyalı, biraz da şeker yanığı kokun. Tenin, terin ve nefesin...
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder