Translate

Bumerang - Yazarkafe

26 Ekim 2011 Çarşamba

   Tüm aşklardan tecrit edilmiş, müebbet yalnızlıklara mahkum gibiyim. Her sevdalının sevdası; yaralı bir hayvanın kaçma isteğini uyandırıyor bende. Ne zamandır bu haldeyim, neden bu hayatı yaşamayı seçtim ya da ben seçmedim de lanetlendim mi, hiç bir fikrim yok. Reel dünyanın tüm şifrelerini çözdüğünden beri hiç bir aldanmayla kandıramıyorum kendimi. Mutluluk denen kelimenin ardından söylenen ne varsa bana anlamsız geliyor; "çok mutluyum" ise herkesin inanmak istediği bir yalan sanki.


   Her ruh özgür kalmalı ya da özgürleştirecek bir başka ruha dokunmalı. Beden çürüyüp giderken geride mutlu anılar yeşermeli, bedenin gücü bittikçe ruhun zamanı başlamalı. Ruhunu hoyratça harcamış beden hep genç mi kalır, ölümsüz olabilir mi ölümlü olan.

   Eline dokunmuş her tene tüm hayatını enjekte edip yok olan bir adam düşün. Sevememek üzere programlanmış bir beyin ve beynin ızdırabını düşle. En yakınından başlayan bir yok oluş haliyim, an be an kendini tüketen biriyim.

   "uzak dur benden sevgili" diye yazdığım sevgiliden beri kaç beden söndürdüm yüreğimde. Her giden benden bir parça götürdükçe kendimi hafiflemiş hissettim. Özkütlesiz bir hayata askıntı kalakaldığımdan beri, yalnızlıklar doldurdum koynuma. Uzak iklimleri düşleyip asla gidememek üzerine hayatımı tasarlıyorum.

   Şimdi sıra sende, artık ağlama sırası sende; ağladıkça ve benden gittikçe mutluluk senin olacak. Biran evvel sende benden gitmelisin ve geç kalmadan git!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder