Translate

Bumerang - Yazarkafe

19 Temmuz 2013 Cuma

ArAf

   16 saat uyku, 8 saat arta kalan herşey.

   Ters yüz olmuş, ne zaman ne de mekan kalmış. Hatıralar, kurgular ve rüya ile sanrılar bir olup ayırmaya imkan kalmamış. Ne zaman uyuyor ne zaman uyumuyorum. Gerçek nerede başlıyor; burada mı yoksa öteki tarafta mı?
   İki yönlü mutsuzluk içerikli paralel evren algısında, araf da gibiyim. Gibisi fazla tam anlamıyla arafta ve de karmaşık buhrandayım. Cennet değil istediğim, cehennem hiç değil. Yaşadığım geçmişi göz önüne alınca; uyanmak da istediğim de söylenemez. Sahi ben hala rüya mı görüyorum; rüyamda uyanık olduğumu görüyor olabilir miyim?
   Düpedüz saçmalık içinde ve tam anlamıyla kaybolmuş denebilecek haldeyim. Herkesi kaybeden benim ama asıl kaybolan da. Bir gerçeklik imaresi lazım, bir sabit. Sabit bir nokta gerek bana ya da "günaydın" la uyandıran bir başkası ki; uyandığım her neresiyse orada kalmayı istememi sağlasın.  Nerede uyandığımdan çok, nasıl uyandığım aslolan ve beni uyandığım tarafta kalmaya ikna edebilecek bir realite  gerek bana. İçimi ısıtan, beni sürüklenmekten kurtaracak bir çift el, bir çift göz ve benimkiyle birlikte atan ama benimkinden farklı bir kalp.
   Sanırım yine uyanıcam ya da yine uykum geldi. Gerçekliğimi yitiriyor gibiyim ya da gerçeğe geçiş anımdayım. Beynim kaşınıyor adeta ve vücudum titriyor gibi. Yine sıçrayacak mıyım yoksa etrafa bakınıp, zamanı ve mekanı algılamaya mı odaklanıcam.
   Bir karanlık nokta ve etrafında kör eden aydınlığa çekiliyorum. Gitme vakti; nereye mi bilmiyorum. Aslolan gitmekte değil kalmakta; yeter ki "günaydın" diyen biri olsun öte tarafta...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder