Translate

Bumerang - Yazarkafe

15 Haziran 2010 Salı

bir yokmuş,hiç yokmuş...


   Sana bir hikaye anlatmak için geldim bu gece;içinde biraz sen,biraz biz olacak ama "ben" hiç yok.
   Sen bırakıp gidiyormuşsun,yada öyle yazmak istiyor yazmak isteyen;yani seni gönderiyor,sana dahi sormadan ve nereye gittiğini dahi söylemeden,sadece gitmeni yazmak istediğinden,sen gidiyormuşsun ve hatta gitmişsin.Senden sonra kalan-yazmak isteyen- kendinden ve de hayattan vazgeçmiş,herkese kapatmış kendini,içine dönmüş kendini yok etmenin düğmesini bulmuş ve hiç tereddütsüz basmış,ve olmuş olması istenen.Bir karadelik,devasa bir enerji,kaozik bir rutinin başlangıcı ve sona doğru hızla dönüş.
   Seni gönderen,senin yokluğunu yazmak istemiş oysa,ama sensizliği kestirememiş olmalı ki,bin pişmanken artık geridönüşümsüzlüğünün girdabında sana ağlamaktan ötesini yapamaz olmuş.Ve başlamış ardından sana:"gel" demeye.Oysa sen giderken:"asla geri dönme" derken o kadar eminmiş ki sen bile inanılmaz derece de inanmışsın,ve ne derse dönmemekte kararlıymışsın.
   Pişman,ve yazamayan:sana yaptığı her çağrıda senin daha bir egonu okşamış.Giderken yıkılmış olan sen,egonun cezbiyle yaralarını onarmış ve hatta mutlu bile olamaya başlamışsın.Artık dönmek yada dönmemek değilmiş senin için önemli olan,aslolan;dön diyen ağlak gözlerin çaresizliğinde kendini bulabilmekmiş.Büyümüşsün,günbe gün;dönmez olmuşsun,inatçı bir inançla;acımasız olmuşsun,hiç olmadığın ve de olamayacağın bir imkansızlıkla.
   Bu hikaye burda bitmez,gerisini dinlemek sana,kendinden uzaklaştıran egolar verirken;yazmak isteyene,yazamama ve de yazılanları sadece tekrarlama çaresizliğini verir.Bu hikaye belki bitmez ama değişebilir;değişmesini isteyenle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder