Translate

Bumerang - Yazarkafe

19 Ağustos 2010 Perşembe

gece iki ben sıfır

  Saatin yelkovanı akrebi, akrebi yelkovanını sevmez bir gece. Ağırlığı nefes almana engel bir karanlık, düşsel boşluklar yok; rüyalar elinden alınmış.
 
   Sen gidiyordun, arkana bakmanı bekledim. Sana el sallasam kendimi aldatırım, bakmıyorsun. Boğazımda bir yangı, dilimde bakıri bir acımsılık.Bana bıraktığın ne varsa, söyleyemediğim; senin ardın sıra kalan boşluklara iliştirdim.
 
   Merdiven boşluğunda inişini izliyorum; ağır çekimde, ve de ayak seslerini dinliyorum uzaklaşırlarken benden. Kapıyı kapatmamı bekliyorsun ama kapatamıyorum, ardından koşmamı bekliyorsun oysa koşamıyorum.

   Bir küçük çantan var elinde, gelirken getirdiklerin hiç biri sığmazdı ona.
   "Diş fırçanı unuttun" ardından koşmak için bahanem olabilirdi, benden onuda alma diye sustum, sustuk.
   Yastığımı da al git demeliydim, kokunu, hatıralarımı ve hatta ruhumu; diyemedim.

   Yumdum gözlerimi; açınca her şey eskisi gibi olacaktı, sen yanımda, aynı yastıkta yüzüme bakıyor olacaktın, kokacaktın sen gibi, ruhum teninle beslenecekti; oysa... Açmadım gözlerimi, ayak seslerini de duymuyorum artık; durdun mu yoksa, gitmiyor musun?

   Son bir ses apartman boşluğunda; binanın kapanan demir kapısı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder