Translate

Bumerang - Yazarkafe

13 Ağustos 2010 Cuma

Keşke: ...... diyebilseydim!

   Ardından kapıyı kapatıp, alnımı kapıya dayadıktan sonra kendime küfürler ettim sessizce, kapıyı çalmanı ne kadar bekledim bilmiyorum ama çok istedim gitmemeni. Kapıyı çalsan açmazdım, açsam seni içeri almazdım, içeri alsam kalmana izin vermezdim, kalmak istesende yine git derdim; yine de kapıyı tekrar çalmanı ve ben git dediğim halde kalmanı çok istedim.

   Biliyorsun;artık pek sır değil, yalnız yürüyüşlerim. Yine yürüyorum geceleri boş sokaklarda bir başıma, hani her yürüyüşe çıkanla aynı yerlerde değil tam tersi yönde, kimseyi görmeme ve kimseye görünmeme ihtimalinde yürüyorum. Sana yazacaklarımı düşünüyorum; geri dönüşlerini düşlüyorum ve hatta bazılarında hiç gitmediğini. Bir evin penceresinin önünden bir kadın geçiyor, ardından bir erkek. Erkeğin gözlerinden uyku, kadınınkinden bıkkınlık okunuyor; biz böyle olmazdık diyorum, daha mutlu bir evin görüntüsünü arıyorum gece yarısı sokaklarda.

   Nerdesin bilmiyorum, nerde olduğumu bilip bilmediğini de. Beni merak ediyor musun çok merak ediyorum, son halim hoşuna gider miydi mesela? Sanmıyorum. Hala Heidi masalında inatların var mı hayata dair, yoksa benden sonra yıkıldın mı, benim senden sonra yıkıldığım gibi?

  Ne çok severdin çocukları, her bebeği ayrım yapmaksızın sevmeyi sende gördüm, hala şaşarım; bir başkasının bebeği nasıl sevilir diye? Minik bebek çoraplarını biriktiriyor musun, eminim artık kendi çocuğunun -ya da çocuklarının  mı demeliyim- çoraplarını seviyorsundur artık.

   Mutlu musun merak ediyorum.
   Ben mi?. Bildiğin gibiyim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder