Translate

Bumerang - Yazarkafe

13 Ağustos 2010 Cuma

her Y ol sana getirse...


   Bir müzik kulağımda sözleri anlamıyorum ama seni anlattığına yemin edebilirim, belki de beni anlatıyordur; sana özenen sevda çürüğü yüreğimi mesela. Okuduğum kitaplarda ardın sıra sokaklarda dolanıyorum, yazara yol gösteriyorum, sohbet ediyoruz; senden ve benden, sonra o seni anlatıyor ben sana daha bir aşık oluyorum, yazmak istiyor, ben anlatıyorum bu kez ve şimdi dinleyen o.

   Yalnız sokaklarda ellerim ceplerimde yürürken: "şimdi arasan ne güzel olur" diyorum, aradığını düşlüyorum, uzun uzun sohbet ediyoruz, "yarın bir şeyler içelim mi, zamanın var mı?" diyorsun, ellerim cebimde terliyor, yüreğim gözlerimde atıyor, yüzümde ki tebessüme şahit kediler çöp kutularından beni dikizliyor.

   Aralık pencerelerden sızan evlere kaçamak konukluklarda; bizim evimizin oturma odası oluyor tüm mekanlar, film izliyoruz; başın omuzumda, ellerin ellerimde, bir battanyenin altındayız, ayaklarını hissediyorum, vücudumun her hangi temas eden bir yerinde.

   Duş alıyorsun, kokun geliyor burnuma seni özlüyorum. Ne sürersen sür vücuduna, ben senin kokunu tanıyorum, tanıdığım hiç bir çiçek değil bu; bir tek sen kokabilirsin böyle, içime çekiyorum derin derin.

   Senden bahsedebilmek için arkadaşlarla görüşüyorum, seni cümle içinde kullanamıyorsam; cümlelerim devrik ve öğeleri eksik. Sabah sen uyandırıyorsan, yataktan çıkmak istiyorum; güneşin konumu umrumda değil.

   Seni yazabildiğim kadarım, hayatım senden sonrası, ömrüm seninkiyle eş ve hatta ömrüne denk; sadece bir tek harfin oyunu kadar farklıyız, bir S kadar ya da bir B gibi...
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder