Translate

Bumerang - Yazarkafe

15 Ekim 2010 Cuma

yukarı

  Kız ortadoğu ülkelerinden birindendi ama tam olarak kızın ülkesini bilmiyordu,neden göç ettiğini de. Hem ne farkederdi ki; sebep ne olursa olsun ikisi de göçmendiler ve de kaçak. Kızla temasa geçebilmek için bir kaç kez dükkanlarına gitmişti ama kız londra daki herhangi bir erkek müşteriye yaklaştığı gibi yaklaşmıştı; kıskançlık ve hissedilebilir öfkeyle.
   Kimi zaman kendisi de müşterileri yani bu ülkede özgür doğmuş olanları kıskanırdı ama nefret eder miydi tam emin değildi. Onların gözünden kendine bakınca; kurdukları düzeni yıkma eğiliminde olan nereli olduklarından çok, londra lı olmadıkları önemli kaçaklar görürdü. Bu sistemin dışında olma gerçeği; kızı ve kendini aynı tarafın insanları yapıyordu ve bu kızla temas kurmaını kolaylaştırmalıydı.
   Hemen ertesi gün dükkana gitmeli ve kızla konuşmaya çalışmalıydı. Belki ilk gün olmazdı ama ona; planlarından ve birlikte legal olmayan ama insancıl yaşama düşlerinden bahsetmeliydi. Ya kız yanlış anlarsa? İnsanlar ülkelerinin dışındayken; ülkelerinden daha çok bağlı olurlardı değerlerine; kız birlikte yaşamayı asla kabul etmeyecekti öyleyse.Olsun evlenirlerdi. Bukadar kolay mıydı yani? İki kaçak ve evlenmek; kendilerini "hiç" kabul eden bir ülkede.
   Gözleri artık kapanıyor, zihni bulanıyordu; tam on altı saat çalışmıştı ve şimdi uyuması için gerekli olan zamanın iki saatini de olmayacak bir düş için heba etmişti. Neyse yarın devam edebilirdi düşüne bıraktığı yerden; ne de olsa daha beş yıl vardı, daha beş yıl kaçaktı.

1 yorum:

  1. Bazen düşlerimiz uykularımızdan çalar gibi gözüksede aslında uykuların alt yapısıdır.

    YanıtlaSil