Translate

Bumerang - Yazarkafe

9 Kasım 2010 Salı

mucizeye dokunmak

   Sıkış sıkış insan istifi bir halde, bir otobüste; anlık bir göz teması mesela. Bir tanıdığının her hangi özel bir gününde; tek tanıdığının davetin sahibi olmasından dolayı kimseyi tanımamanın sıkkınlığında: "zaman dolsa da kaçsam" derken, gözlerine değen gözlere tepkisiz kalamaz da "ne güzel kız" diye yüksek sesle düşünürsün ya. Bir bankta yalnız başına otururken, önünden geçen insanların gözlerinde sana acıdıklarını: "ne kadar da zor bir şey yalnız olmak" dediklerini düşündüğün an hemen ileride-alımlı biri ve oda yalnız- yürüyorken "keşke yanıma otursa ve acınası hallerimizden kurtulsak" iyimserliğine hafiften tebessüm edip ve aynı zamanda saçma olduğunu düşündüğünde...
   Hiç bir şey tesadüf değildir de diyedebilirsin, şans yada mucize; ne isim koyduğundan çok olanla ilgilenirsin ya, işte bu olmalı hayat. Kader, iki farklı enerjinin aynı noktaya yoğunlaşmış hali, kozmik tesadüf veya en sevilen ismiyle AŞK...
   Biri kalbine dokunur; aslında beynine. Gözbebeklerin büyür, damarların genişler, midenden kan çekilir(kelebekler uçuyor denen tam da budur), ağzın kurur ve o an beynin inanılmaz bir hızla işler; evlenmişsinizdir, çocuklarınız olmuştur ama bir tek şey eksiktir...
   Gidip onunla konuşmalısın, onunla tanışmak için bir şey yapmalısın... Yoksa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder