Translate

Bumerang - Yazarkafe

24 Aralık 2010 Cuma

kalemin ardı sıra mutluluklar

   ...
   Kız hala hıçkırıyor ve adamın ıslanmış göğsüne gömdüğü yüzünden boğuk duyulan sesiyle; “çocuklarımın babası sen olmalısın, bir şey istemiyorum senden sadece beni sevmeni. Evlenmesek de olur, umurumda olmaz toplumun değerleri sadece hayatımda ol, hayatımızda ol” adamsa kızı susturmak ister gibi daha bir göğsüne bastırmak istiyordu kızı. Kızın her cümlesinde kadın gözlerinin önüne geliyordu; çocukları, yüzünü görmediği ve görmek istemediği kocası ve kadının tanımıyor gibi bakan gözleri. Bu kadar yabancı olamazlardı birbirlerine. Sanki hiç tanışmamışlardı, adamın sürekli gittiği mekânın sürekli müdavimlerinin üzerinden hayaller kurmuş gibiydi. Kadın ve çocukları hoşuna gittiğinden; kocası oluvermişti kadının ve de babası oluvermişti ikizlerinin.

   Her şey o kadar yalan gibiydi ki inanamıyordu; bir yalan bu kadar gerçekse gerçek neydi öyleyse? Birini sevmekle biriyle sevişmek farklı şeylerdi. Senden çocuklarım olsun diyen biri gün geliyordu bir başkasından çocuklar yapabiliyordu. Senin için ne kadar gözyaşı dökülmüşse o kadar kaybediyormuşsun. Sana sadece düşler kalıyormuş, çoğu bir rüya kadar saçma oluyorlarmış; uyandığında çoğunu hatırlamazken, hatırladıklarını unutmadan hayat başlamıyormuş.
   ...
   “Şu yazdığın kadın olmayı çok isterdim, çocuklarının annesi olmayı” kız hala ağlıyordu, titreyen sesini bastırmak için bağırıyordu.

   …yazdığın kadın mı? Kadını sadece yazmış mıydı? Adam iki nefes arasında hayatını sınadı, tüm hepsi iki kareydi; yazdıkları ve yaşadıkları. Adamın gözlerinden yaşlar süzüldü, hissedebiliyor ama engel olamıyordu. Bir yalan mıydı her şey; sadece kalemin ardı sıra mıydı mutluluklar?
   ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder