Bir valiz dolusuymuş, hayatımıza sığdıramadıklarımız. Gitmek kadar kalmakta anlamsızmış; özlemek kadar özlenmemekte. Bir damla gözyaşında askıda kalınabilecek sevgilinin eksikliğindenmiş yollara düşkünleşmelerimiz. Bir bekleyen belki olur diye; bir özleyenin yokluğundan kaçmakmış tüm gitmeler. Susarken lal olmayı dilemekmiş içten içe; içinden küfürler savururken yiyip tüketmekmiş kendini.
Ağlama telaşlısı gözlerim, düğümlenmiş boğazımdan yavaş yavaş vücuduma yayılan çaresizliğime işaret ediyor. Ellerim ellerinin yoksunluğuna titreşiyor. Çokça sancılıyım ve de çokça da hüzünbaz. Ne gitmek var aklımda ne de kalmak; oysa gitmek kadar zor, kalmakta...
Sen kal dediğinde gittim ya; şimdi git demeni bekliyorum kalmak için ama bu kez sen susuyorsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder