seni tanıdığıma.......

   " neden bu kadar kötümsersin" dedi kız. Şaşırdığından kıza soracaktı ki kız beklemeden devam etti; "yazılarını okurken içim acıyor, iç dünyandan korkuyorum ama sen bu kadar mutsuz değilsin, biliyorum!" Biliyor olabilir miydi? Bir insan bir diğerini -ki hele de bu karşı cinsse ve sevgilisiyse- ne kadar zaman da tanıyabilirdi, tanıyabilir miydi?

   "Yazmakla yaşamak aynı olsa kimse okumazdı, zaten ortada olanın yazılı formatı ilgini çeker miydi senin?"

   "Evet te, ne biliyim ya biraz daha güzel şeyler yazsan olmaz mı? Bunları okuyanlar sana ve senin hayatına acıyacaklar, seni tanımasam gerçekten bu hüzünbaz yazılarını daha fazla okuyamazdım" kızın uzun cümlelerinden, adamın aklına sadece tekrar tekrar kullandığı tanımakla ilgili olan kısmı takılıyordu. 'TANIMAK' ne kolaymış cümle içinde kullanmak, bu kadar basitmiymiş bir insanı maskelerinden sıyırıp ruhuna dokunmak.

   "okumayabilirsin, eğer seni rahatsız ediyorsa"

   "yok onu demek istemedim ama..."

   "hüzünlü yazılarla mutlu yaşamak mı yoksa mutsuzken sen ve sen gibileri kandırmak mı daha pozitif olurdu sence? Varolan maskelerimize bir kaç tane daha mı eklemeliyim yani, eğer istediğin buysa; sen önce bir altta kini gördün mü onu sor kendine"

   "nasıl yani,banada mı maske takıyorsun. Neden ama biz, şey sanmıştım... ben sana karşı gayet dürüstüm ama"

   "Dürüst olma meselesi değil bu, seninde maskelerin var; annene. kız arkadaşına, işte, evde ve benimle olduğundaki sen aynı mısınız?"

   "şimdi de beni kendin gibi mi görüyorsun yani?"

   "kendim gibi? Beni yani gördüğünü bir anlatsana bana. Tanıdığın benden bahset lütfen"

   Kız masadan kalktı, adamın elinden tutup oturtmasını bekliyordu ki adam kımıldamadı, bu ana defalarca çalışmış gibi soğukkanlı ve olacakları bilir gibiydi.

   "madem seni tanımıyorum o halde masanda ve hayatında olmamında anlamı yok ve de yatağında. Ben gidiyorum"

   "ben tanımıyorsun demedim ki, tanıdığını idda eden sendin bende bana anlat ki bende kendimi bulayım istedim"

   "yeter ben gidiyorum"

   "peki sen bilirsin, kendine iyi bak. Gitmeden bana bıraktığın maskeni saklıyacağımı bilmeni isterim!"