Tanımıyorum sizleri, sizleri buraya döşeyen insanları, zeminini koruyup kollayın diye bir araya geldiğiniz sokağın adını da.
Soğuğuna yabancı tenimi hangi krem koruyabilir senin nemsiz havandan, yün mü olmalı eldivenlerim yoksa polar mı, gecen mi daha ayaz gününün ilk saatleri mi?
Gecenin bu erken vakti neden boş caddelerin, gündüz selam veren tanımadığım insanlar neredeler şimdi ve neden erkenden terkederler seni, niçin sessiz kalır trafik lambalarının kırmızıya kestiği caddelerin, parklarında benden başka ve hatta sokak köpeklerinin bile olmamasını bana açıklasana.
Değişik kokulu mide kaldıran, damak çatlatan kokuların yerini çöplere bırakmış; hani annesinin elinden tutup süreklemek zorunda kaldığı çocukların çığlıkları ve istediği vitrindeki bebek mesela, o kasetçide ki sesine, müziğine yabancı olduğum şarkıcı da mı uyudu bu saatte, gecenin karanlığı bile bir farklı sanki.
Tanımıyorum sizleri, sizleri burada tutan herkesi ve de anlamıyorum benim gibi yabancıları buraya sürükleyen hayatın ironikliğini
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder