Ne zaman biter bir insan;yazar olduğu iddasına soyunmuşken yazamadığı zaman mı? Yazabildiğini sandığı karalamalarda ki vahim hayatına şahit olduğunda mı? Yazılarını okutabileceği herhangi biri hayatında olmadığında mı yoksa?
Duymasın diye beni bulan, yürek; bedenimi konak ettim. Besleniyor benden, o var oldukça ben eriyorum. Yazdıklarımla çiziktiriyorum varlığımı, başka yüreklere...
Yazılan bir hayatı yaşayan ölümlü, yazdığını sanıp aldandı; oyun da bu ya, aldanmasındaydı. Egosunu beslerken, usul usul; "günaha giriyorsun" dediler, aldırmadı; ciddiye alsa da aldanacaktı, dikkate almadı başka türlü aldandı.
Yüreği can bulsun diye; mecburdu bir başka beden bulmaya. Eksikti, eksiltili olmalıydı ki; güç yettirmesin baş kaldırmaya. Avundu zamanlarca; kimi zaman unuttu, bazen de umutluydu. Yüreği başka bedenler ararken, yüreklerin hedefindeki bir bedeninde sahibiydi; aranmaktı ve aramak.
Kimi çok çabuk buldu, kimi bulduğunu sandı, bazıları bulamayacaktı ki umudu hiç eksik olmadı, bir kısmı bulamayacaktı zaten umutları da yoktu. Bilmiş konuştu; bulmuşlar, nasıl bulamadıklarına dair ders verdi; bulamamışlar. Büyük kısmı suskundu, kabullenmiş.
Ben yazdım; bulduğumu sandıklarımı, bulmaya umut kırıntılarımı, kıyısında asılı kaldıklarımı, özendiklerimi, düşlediklerimi, bulanları kıskanmalarımı, özenmelerimi, özensizce heba ettiklerimi, bulduğum anlarda dahi özlediğim ama hiç olmayanı; yazdım ve yazıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder