Translate

Bumerang - Yazarkafe

10 Mayıs 2012 Perşembe

XXL duyular




   Ruhunun kokusunu hissedebiliyorum.

   Çok yalnızlar kafesinde, elinde telefon masada oturuyor. Birini bekliyor herkes biliyor; çünkü hepsi bekliyor. Kiminin beklediğinin yerine bir başkası gelmiş, kimi beklemekten usanmış hesabı ödüyo ama inatla bekleyenlerde var, O da bekleyenlerden.

   Yan masadakilere bakıyor, rahatsız etme zamanından kısa, sonra bir diğer masaya; her yüzde her gözde takılma süresi yaklaşık bir nefes alışın üçte biri kadar. Pencere çarpıyor aniden, herkes ani dönüşle bakıyor; kendini topluluk üyesi sayıyor ve mutluluğuna aldanmak istiyor.

   Bir kitap olsaydı keşke ya da bilgisayarını yanına almış olabilseydi; her ne kadar bu ortamlarda bilgisayarın mavi ışığına saklananlara acısa da, şu halden iyi olmalıydı.

   Biri masaya doğru emin adımlarla yürüyor, kokusunu bırakıp yana kayıyor ve diğer masaları da umutlandırıp; kendi masasında bekleyen yalnızlığını selamlayarak oturuyor. Nefesini tutmuşların, ciğerlerini azad etme sesleri bozuyor sesliği.

   Cesaret yoksunu hepsi, bir hamle yapabilse biri; domino etkisiyle masalar doluverecek çiftlerle. Üç ya da dört çiftlerin masaları paylaşması dahi gerekebilecek ama şuan herkesin yalnız oturmasına yetiyor masalar.

   Kokular birbirine karışmış, herkes hazır. Her şey tamam ama olmuyor, olamıyor. Nedenini sorgulamak çok daha acı geliyor oradakilere.

   Bir gün daha bitecek, umutlar derin dondurucuya özenle yerleştirilip; iğrenç kokularına geri dönecekler, çürüyen ruhlarına geçirdikleri vücutlarına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder