Translate

Bumerang - Yazarkafe

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Öz(üm)

   "Güzel yaz ki hayatın yazdıkların gibi olsun; düşlemek gibidir hayat, düşlerin kirlenmesin kelimelerinle" dediler. Güzel düşler getirdim bende. Kızıl saçlı, yeşil gözlü, çilli kız çocukları gibi; ya da bir göl kenarında iki katlı bahçeli bir dağ evi; Sıcak demli çay veya elimle pişirdiğim köpüklü bir kahve ve yanında "BİZ"li sohbetler; haftasonu kaçamağında evimize neşe dolduran dostlar, sabahlara dek kahkahalar; siyah beyaz resimli bir fotoğrafta renkli balon düşledim sana...
   Varlık sahibi verirmiş, ama öncesinde biriktirmek gerekmiş ki vergisince haz duyasın; biriktirmeye başladım hem de tek dakika dahi kaybetmeden. Yok öyle para, mal falan değil; bilgi, bildiğin ilim yani. Bilmek benim tek servetim ya, hani derdin hep; "bunca öğrendiklerin ne işe yaradı ki hala öğrenmenin derdindesin" bak işe yarıyormuş, yani verme anında yararını görecekmişiz; ben senin içinde biriktirdim.
   Biraz karışık geldi ama; "ölmek gerek" dediler, yok öyle bildiğinden değil, yaşarken ölmekmiş. Bedenin hazlarını terkedip ruhu özgür kılmakmış. Korkma sakın, senden vazgeçmem asla; hem sen benim için bedeni değilsin ki, ruhum senin yanında bedenimse ister al ister alma hali.
   Uyar mı dediler hemen kabul ettim; ikimiz için. Sana da uyar di mi, çünkü hepsini senin için istedim; sensizlikten kurtulmak için hepsine evet dedim yani sanaydı evetim, senle olan her hayata...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder