Translate

Bumerang - Yazarkafe

4 Nisan 2013 Perşembe

söyle(yeme)diklerimiz

   "Aramamalıydım biliyorum ama elinde telefon aramamı beklediğini biliyordum" dedi adam. İçinde ki pişmanlığa anlam veremese de, içindeki acıyan bir yerden 'ara' emri gelmiş ve tereddütsüz aramıştı.
   "Açmayacaktım numaranı görünce ama neden bu kadar geç kaldığını merak ettiğimden açtım, daha önce neden aramadın" dedi, susmaların arasının giderek daha uzadığının istatistiğini tutan kız. Küskünlük, demekten özenle kaçıyordu; adını anmazsak korunuruz sanıyordu.
   "Senin için gururumu..." cümlesini tamamlayamadan araya girdi kız; "Gururun mu? Ben gururumu yokettiğim zamanı hatırlamıyorum bile; senin için" bu cümle yeni bir suskunluğa geçerli bir nedendi ama kız hesabını yapmış, gözü karartmıştı.
   Bir iç çekti, adam. Söylediklerinin tepkisini bekliyordu, kız.
   "Nasılsın?" dedi adam.
   "Bıraktığın zamandan beri mi yoksa şimdiyi mi soruyorsun" dedi kız.
   "Şimdiyi. Uzlaşmaya çalıştığımın farkındasın umarım"
   Bu cümleyi duyacağını biliyordu ve hazırdı, kız; "Keşke, bu uzlaşı alışkanlığın bunların yaşanmasından önce de olsa"
   "..." adam, içine gömmeye çalıştığı öfkesiyle nefessiz kaldı ve ilk ve son cümlesi; " iyi görüşürüz" oldu.
   Kız telefonu kapatıp ağladı, adam kendine lanet etti aradığı için. Kız pişman değildi söylediklerinden, adam pişmanlık için çok geç olduğunu bilsede bir daha aramayacaktı. 

1 yorum:

  1. bu hikayenin tam tersini hatırlıyorum sanırım.. unutmaktan vazgeçtiğim anılarımda.. ama eminim yazsam senin kadar iyi yazamazdım bunu. Yazmak yaşamaktan geliyor ya yazmak zorunda kalmasak mı daha iyiydi yoksa yazabildiğimize sevinmeli miyiz şu an kararsız kaldım. Melankoli bu kadar güzel anlatılabilir üstat :)

    YanıtlaSil