Bir dostun yanıbaşında, bu
anın mahremiyetinin asla şüphesini duyumsamaksızın ağlamak mesela. Ya da bir
sevgilinin göğsünde; çaresiz gözükürmüşüm, zayıflığımı yüzüme vurur mu
endişesini bir an bile hissetmeden; sevgilinin göğsünü ıslata ıslata, salya
sümük ağlamaktır belki de en güzeli.
Bir filmi izlerken dökülen
yaşlarını yakalayıp sevgilinin, bir iki damlada senin katabilmendir; hissinin
de ortağıyım diyebilmek adına, gerçekten güzel bir ağlama halidir.
Bir ağlamanın en güzel
halidir; kendine acımadan ağlayabilmek. Rahatlamak adına, bir daha ağlamamak
adına ve ya kim bilir geçmişte ağlayamayacak kadar güçsüz olduklarının telafisi
adına, bağıra bağıra artık ağlayabiliyorum diyebilmek için ağlamak, güzeldir.
Ağladım da, güldüğüm kadar;
barışıklığın da, çekinmeden itiraf edilebilecek insan gibi arkadaşlara sahip
olunduğunda ağlamak da güzelleşir.
Belki de bu yazılanların
her hangi birine sahip olabildiğinde; ağlamak da gereksizleşir. O halde her şey
zaten güzeldir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder