Translate

Bumerang - Yazarkafe

10 Aralık 2009 Perşembe

Her Şeyin Başı 3

   Yeni bir hayatın ilk günü. Nerden başlamalı sorusunun binlerce kez sorulmasına rağmen,bir tek cevap;sadece yap ve bir başlangıçtan sonrasını düşünme. Şimdi bu başlangıcın hesaplanmamış ve de tasarlanmamış ilk anında biraz düşünüp,yöntem belirlemeli. Sanırım ilk önce karnımı doyurmalıyım,sonra otelden kurtulup yerleşik bir hayat alanı bulmalı,kendime göre düzenledikten sonra yazmaya başlayabilirim.

   Elbette ya bunu neden düşünmedim. Tüm herkesten hatta şehirden bile uzak,kimsenin aklına gelmeyecek bir yer;kiralık göl evleri. Yılın bu zamanında kimsenin uğramadığı,özellikle salaşlığından pek de kimsenin tercih etmeyeceği-hem de daha ucuz olur- şehir dışında bir ev kulübe kiralamak en mantıklısı. Şehirden bana gerekli olanları alıp,eve kapanıp bir an evvel yazmalıyım.
   İşte yıllardır boşuna bir ertelemişlikle kaçırılmış her anı telafi etmemi bekleyen bir güzellik ve de kendine kalma yeri. Doğa ile iç içe ve de sadece yazmaktan başka bir uğraşın bulunmayacağı,tek sohbet arkadaşının kağıt ve kalem olacağı nezih bir kulübe. Hemen yerleşip başlamak istiyorum,yıllarca yeterince zaman kaybettim.
   Ve nihayet yazmak üzere;kalem,ben ve kağıtlar buluştuk;herkesten ve her şey den uzak düşler yazıhanemizde.
   Öncelikle konuyu belirlemeli ve de taslağı oluşturup yazıya dökmeli. Konu ne olmalı,konu,konu. Sanırım anılarımdan başlamalıyım;üniversiteden falan,yada aşklarımı anlatmalıyım;hani şöyle tüm iç yangınlarımı ustalıkla dile getirmeli,okuyanı benle paralel hislerde eritmeli kendinden geçirmeliyim.
   Üniversitede ki ilk yılım diye başlayalım bakalım; “üniversite de ilk yılım,hatta ilk günlerim. Henüz çok fazla kimseyi tanımıyorum. Birkaç oda arkadaşı-yurttan- ve birkaç da bölümden arkadaş. Genel konular ve tekrar cümleler üzerinden devam ediyor sohbetlerimiz: ‘nerelisin,ailen nerde yaşıyor,bölüm kaçıncı tercihindi?’ falan ile başlayıp yine fazla derine inmeden devam ediyoruz”
   Bu çok sıradan oldu sanırım. İlk okuyan hemen bırakmak isteyecektir eminim. Ne bu şimdi;yazarlık mı? Hayır,daha etkileyici bir dil ve herkesin yazması muhtemel olmayan bir başlangıç yapmalıyım.
   “henüz yeni başlayan yüksek öğrenim hayatımız da,yaşanmamış onlarca hikayemizin en ve en bilindik girişinde;yani ilk günlerimizdeyiz. Sıradan ama o an için bilinmeyen,sonradan hayatlarımızda yer tutacak-kimi geçici,kimi unutulması için tedavi görmemizi gerektirecek anıların sahipleri olan- arkadaşlıklar ve dostluk niyetli birliktelikler başlatma hevesindeyiz. Herkes bir yaşam,herkes bambaşka bir hikaye taşıyor ortak hikayemizin satır başlarına. Hangisi başrol de hangisi yada hangimiz yan rollerde tam bir belirsizlik hali.”
   Sanırım bu daha iyi. Ama bir boşluk var gibi. Yani cümleler öncekine oranla iyi de,içerikte bir yavanlık var gibi. Ne anlatacak bu hikaye,herkesin dile getireceği ama dinleyenlerin o an kulak misafiri olup sonradan unutacağı anılarımı mı anlatacak. Hayır başka bir şey olmalı;şöyle can alıcı bir şey.
   Neyse ya biraz ara versem iyi olacak,zihnimi toparlarken manzaraya karşı çayımı yudumlayıp kendime bir geleyim. Ne de olsa kolay olmayacağı kesin olan bir süreç değil mi ki yazmak. Her yazar bunu yaşamıştır eminim;konu,anlatım tarzı gibi sorunlar kim bilir kaç yazarı canından bezdirmiştir.

2 yorum:

  1. sen geleceğin en iyi yazarlarından birisi olacaksın.bu konuda hiç şüphem yok...

    YanıtlaSil
  2. alabileceğim en büyük ödül olsa gerek yorumun

    YanıtlaSil