Translate

Bumerang - Yazarkafe

11 Mart 2010 Perşembe

karanlık sabahlar


Kazananlar hangi tarafa...

Çok zamandır öğrendiği tek şey,uyanır uyanmaz-ki uyanmamak birinci plandı- hemen dışarı çıkmak ve asla kendinle başbaşa kalmamaktı.Acı da olsa bir kaç kez başarısız denemeleri olmuş,kendisiyle karşılaşmanın ne gereksiz ve bir o kadar yıkıcı olduğunu anlamıştı.Yataktan kalkar kalkmaz,üstüne dün akşam ki kıyafetlerini geçirip,yüzünü yıkamadan ve özellikle aynaya bakmadan dışarı atardı kendini;nereye gittiği değildi önemli olan,sadece gitmekti.

O sabah farklı bir şey yapmış-farklı olmak en son istediğiydi- uyandıktan sonra yavaşça doğrulup,yatağın kenarında bir süre oturdu.Etrafına bakındı,her gün dışarı kaçarcasına,gitmesine neden olan sorulardan ilki kendini belli etmişti,derhal; "ben ne yapıyorum"

Çarşaflarının rengi belli olmayan,güneş almayan,her türlü gazın ve de özellikle yalnızlığın simgesi sigara dumanının asılı durduğu havadan yoksun tek göz odasında gözlerini gezdirmeye başladı.Sanki bu görüntü başka bir dünyanın temas kuran canlılarının hayali suretleriydi. "ne yapıyorum ben,neden bu haldeyim"

Günü kurtaran-ki onları bile artık bulamaz olmuştu-işlerde yıllarca çalışmış,hiç bir ideali olmayan bir hayatı sorgusuz kabullenmişti,ideallerinin peşinden gidebileceği yılları harcadıktan sonra.Aklına gençlik yıllarında kaçırdığı,elinin tersiyle ittiği fikirleri aşağılayan kendine inanmışlığının yalancı halleri hücum etti.Ne çok kandırmıştı kendini ve ne çok yanlış kararı ölümüne savunmuş,ve ölmeden şu haline yani yaşamanın en iğrenç haline dönüştürmüştü hayatını.

Üniversite de kalma hayalleri kuran kızarkadaşına "aptalca" demiş,ilk zaman ki iş tekliflerini "yetersiz,bundan fazlası gerek" diye geri çevirmiş,her kızla olan ilişkisinde "bağlanmak,hastalıktır" diyip,onlarca kızın düşlerini esir etmişti.Şimdi...

Aslolan sevmektir düsturuyla,çok sevmişti bazanda sevilmişti ama hiç görmedi,hiç hissetmedi sevildiğini.Artık sevmeye bile takati kalmamış,sevgi dilenmeye çıkacak kapılarını tek tek yok etmişti.Kimsenin aramadığı,arayanların dahi bir kaç kelimeyle vicdanlarına masturbasyon olsun derdiyle yaklaştığı bir "kayıp" olmuştu.

"Kaybettim,her zaman,her düşüncemde" kendine en yasak kelimeyi ağzına almış,ve yüksek sesle telafuz etmişti.Dönüşsüzdü artık bu saatten sonraki yaşanacaklar.Uzun bir zaman ilaç bağımlılığında,ağır depresyon,her saniyesini geçmişde ve kaybettikleriyle geçirmek zorunda kalacağı aylar ve belki yıl,yine kaybedilecek zamanlar.

Kendine bir isim koymuştu;"geridönüşümsüz zamanlar fikirler dervişi;kaybeden"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder