Translate

Bumerang - Yazarkafe

7 Nisan 2010 Çarşamba

aynanın iki tarafı

...sonradan biraz önceydi,zaman da aslında yoktu.

   Bir akşam,her zamankinden.Gözünü tavana dikmiş,dökülmüş kireçlerim oluşturduğu ahenksizlikte hayalgücü idmanı yapıyorum.Zihni açık insanların bulutlarda yaptığı türden ki onlarda mutluluk hakimdir,açık havada pozitiftir yaklaşımları,sevdikleriyle fikir yarıştırırlar,ben de ise depresifliğin-depresyon;geçmişden duyulan pişmanlıkların birikimi ve de baş edilmemesi halidir- ve de ne varsa negatifliğe dair,düşüncelerimde,daha doğrusu düşüncelerim olumsuzlukların esaretinde.
   Telefonum elimde,numaralara göz gezdiriyorum;aranabilecekleri sayıyorum;"bunu dün aradım,bununla çok sık görüşmesek iyi olur;benden bıkmasın elimde kalan sayılı kişilerden,bunun numarasını hala neden silmedim,neyse biraz daha kalsın..."Numaraların sonu yani rehberin başındaki isim-sondan başlıyorum isimlere bakmaya- gelince yatağın üstüne fırlatıp;"kimseyi aramıycam,kendine yetebilirim" diyorum.Ama yetemiyorum,üç dakika sonra yine;"bununla dün görüştüm,bununla da dün görüştüm,bu telefonlarıma cevap vermiyor artık..."
   Kahvaltı yapmalıyım,akşam yemeği saatleri aslında;normal olan yada normal rolünü iyi oynayanlar için.
   Televizyona bakıyorum,baktığım yüzlerce kanal içinden iki tanesi;en sıkıcı olanı,tanıdıklarımın hepsinin ortak görüşüyle.

   Neden hala yaşama tutunuyorum,yaşama tutturulmuş bir varlığı neden devama uğraşıyorum;hem de yokluğunu-varlığım gibi-hissedecek kimsenin olmadığı biri olarak...
  
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder