Translate

Bumerang - Yazarkafe

20 Nisan 2010 Salı

çok kısaymış oysa zaman


   Ne çok dalga geçmiştim;balina sesleriyle birlikte olunduğunda erkek çocuk sahibi olma olasılığının yüksek olduğunu öğrenip,doğa senfonilerini gece bize dinlettiğinde yaptığın itirafından sonra,her dinleyişimizde.
   Günlüğünü hep ortalıkta bırakırdın ve ben açık kalmış günlüğünü kapatıp kaldırdığımda;"okudun mu" diye hep sorardın ve ben okumadığımı söylediğimde,önce inanmaz,sonra neden okumadığımı,neden merak etmediğimi sorgular çoğu zaman anlam veremediğim şekilde kızardın ve hatta seni umursamamakla suçlardın.
   Birlikte kitap okuduğumuz akşamlarda her defasında senin sesinle ara verip,bir daha okumaya dönemediğimiz zamanlardan kulağımda kalan melodiyi hala özlerim:"çay yapayım mı,içer misin?".Evet hep içerdim,ve sen hep okuma saatimizi bölerdin,ama çok severdim senle olduğu için bölünme zamanlarını.
   Haftasonları kahvaltılarında;gazete okuyup,haberleri birbirimize yorumlamalarımızı ve hatta senin,magazinsel haberleri bana aktarma çabalarına ne denli kızdığımı hala hatırlarım.Ben sana göre çok ciddiydim,sense çocuk ve senin çocukluğunmuş beni hayata bağlayan bilememişim.
   Uykudan telefon sesiyle uyandığımda,seni bile hayrete düşüren ve de gözünde hep bir çocuk ürkekliğiyle beni büyüten korkumdan az mı telefonumun sesini kıstın,uyandığımda beni arayanları gördüğümde ne çok kızardım sana;yazık.Hatta bir keresinde beni tereddütle uyandırıp,vazo kırmış yaramaz ocuk tavrınla annene seni affetesi için suçunu itiraf eder bir tavırla:"ya,o kadar çok kişi aradı ki korktum,istersen bir bak telefona canım,önemli bişey olabilir" deyişin hala gözümün önünde.Canım ne güzel bir kelimeymiş,kelimeyi ne güzelleştirmiş senin söyleyişin.
   Akşam yemeklerinden sonra,çay seramonimiz.Çaydan sonra film izlemelerimiz.Film sonrası duş alıp,senin teninde ısınmak ne büyük ve ne de yitip gidebilen bir hediyeymiş.
   Değerini bilememişim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder