Translate

Bumerang - Yazarkafe

16 Nisan 2010 Cuma

ve olimpos alev alev


   Yüzaltmış karakterle sınırlanmışlığına inat binlerce kelimeyle örülü gecelerin;o beklenen "bir mesaj alındı" ibaresine yüklenmiş hayalleri unutmak mümkün mü?
   Yaydığı tüm olumsuzluklara rağmen,yastık altına konan ve bataryası bitmesin diye sürekli şarj da tutulan,olur da belki arar ihtimalli niyetlere yatılan gecelerin sancısı çabuk geçer mi?
   "slm nbr" le başlayan mesajlar bitmesin diye,bin dereden su getiren bir incir çekirdeğine rahatlıkla sığacak kadar bile olamayan yazışmaların parmak kaslarındaki tatlı yorgunluğu hiç bir şeye değişilir mi?
   Sonra bir gün susan ve de artık işlevselliği sadece zamanı göstermek ve de kampanya detaylarını bildirmek için "bir mesaj alındı" ile tutuşturulan tüm ümitlerin yakıcı yalnızlığı gün gelir de içine oturunca,yürek tatlı çırpınışları özlemez mi?
   Beklemek...beklemek...bekle!
   Bazan ansızın geliverir,aralık kalmış kapıyı es geçemeyen rüzgar misali,ya da damdan düşercesine.Bir bakmışsın;bir sabah bir diş fırçası seninkinin yanında,bir toka ve de senin olmayan bir lif hemen duş jelinin yanında.
   Bazen beklemek yetmez,çağırmak da gerek.Tüm evcil acıları bir yana bırakıp;"gel" diyebilmek gerek,"bende seni bekliyordum" deyip umudu ateşlemek gerek,ve de olimpos dağınını kandil yerine çevirip eros a işini anımsatmak gerek,ve de onsuz da "ikikişi" olunabileceğini göstermek gerek.
   Seslenmek gerek maşuka ki ayakları yerden kesik aşık'ına gelsin diye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder