Translate

Bumerang - Yazarkafe

7 Haziran 2010 Pazartesi

aforizmalar


   Seni ilk öptüğümde,yarım saat önce içtiğimiz kahvenin ağzındaki aromasında tattım;hayaımdaki en güzel kahveyi.Ağzındaki kahvenin aroması değildi beni sana aşık eden,kahvedeki ağzının aromasıydı;hala kahveyi sevmeme neden.Şimdi her fincan kahvede ararım;kahveye sinmiş ağznın aromasını.

   "Neden?" diyemedim,gerek de yoktu zaten.Hayır cevabında her şeyi anlatırken mide kramplarıma bir bahaneye gerek yoktu bence.Belki bazan aklıma geldikçe içimde hafif bir sızlama; "keşke sorsaydım" diye olmuyor değil,ama ne değişirdi,neyi değiştirirdi ki.

   Eriği çok severdin,yerken yüzün bir farklı olmasına ve de her erik sonrasında "dişlerim kamaşıyor" dediğinde bir tane daha yiyemeyeceğini düşünmeme rağmen,hep bir tane daha-son erikte bitene dek- yerdin şaşırırdım."Sana bir daha erik yok" derdim ama severdim eriği yerken ki yüz ifadeni,hep alırdım.

   "Sakın korku filmi alam,uyuyamam" derdin ve hep de sen seçerdin,filmlerin en korkuncunu-bu senin tabirindi,oysa o kadar da korkunç değillerdi- "yine korku filmi mi aldın" diye kızardım;alışmak istiyorum derdin ne ben ne de sen inanmazdık.Oysa şimdi anlıyorum gözlerini kapatıp izlemediğin filmi neden aldığını;hala buram buram bebek kokan tenin aklımda,burnumda yeni doğmuş bebeğin süt kokan yumuk elleri gibi,ellerin DNA larının yarısı senin.

   Senin sevdiğin şarkı çalışıyor;hayır değiştirmiycem frekansı çünkü radyo değil bu,biliyorum inanmayacaksın ama senden sonra hep bunu dinliyorum.

   Her gece,ayaklarım senin çoraplı ayaklarından yoksun kaldıklarından beri üşüyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder