Translate

Bumerang - Yazarkafe

29 Temmuz 2010 Perşembe

bir dilek tut

   Kadını düşündü adam; ne çok isterdi içerde hazırlanan o olsaydı, sinemaya gitseler, çıkışta pizza yeselerdi liseliler gibi, sonra eve gelip balkonda saatlerce konuşsalardı, “acıktım” deseydi adam beraber kahvaltı hazırlasalardı gecenin beslenmeye en elverişsiz saatinde, sabah ezanına dek her şeyden ama her şeyden konuşsalardı.

   Onun için en pahalı ve en güzel kokan duş jelini alsa uyumadan evvel onunla yıkansaydı adam, kadın zaten hep güzel kokardı; kimi zaman vahşi orkide gibi cezp edici, kimi zaman vanilya kadar masum. Pamuklu olsaydı geceliği; bembeyaz, ama kadını koksaydı yine buram buram, sevişmeselerdi; gözlerini izleseydi kadının, kadın uyusa adam yine izlemeye devam etseydi, kadın nefes verirken adam kadının nefesini içine çekse onu solusaydı. Kadının üşüyen ayaklarını ayakları arasına alsaydı, ısıtsaydı, sonra kadın arkasını dönse adam sarılsaydı kadına, saçlarını koklasa, ensesinden tenine sokulsaydı. Ve her gece böyle; kadın adamla, adam kadınla olabilselerdi.

   Kadına sarılabilmek için uyumak olsaydı, uyanmaksa kadının sesinde günü karşılamak demek olsaydı, hemen çıkmasalardı yataktan;kadının yüzünün tüm detaylarını keşfe çıksaydı, her sabah sanki ilk sabahlarıymış gibi. Pencereden tatlı bir esinti gelseydi, serçe sesleri, iğde kokusu buram buram ve yine kadın koksaydı; yastık, çarşaf ve tüm oda...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder