Translate

Bumerang - Yazarkafe

4 Temmuz 2010 Pazar

rüyalarım senin,Gel...

   Sokaklarda değişik bir sessizlik hali,evlerin kimisinde ışıklar sönmüş kimisinde hala ayakta olanları aydınlatmaya devam etmekteler.Bazı evlerden,televizyon olduğu belli hızla renkten renge giren bir seramoni varken,bazılarından anlaşılmayan boğuk ama yüksek sesli konuşmalar,gülüşmeler,çocuk ağlamaları ve nadir de olsa tartışma sesleri sızıyor.
   Elimde,market kapanmadan aldığım ve benimle beraber tüm akşamı dolanarak geçiren kepekli ekmek,okumanın belki de ancak yarın nasip olacağı muhtemel bugünki-ya da dün demeliyim- gazete,birde izlemek için aldığım film var.
   Bir koşturma halim var.Belki sokakların boşluğu ürkütüyor beni ve biran önce eve atmak istiyorum kendimi ya da alışkanlık,sadece alışkanlık.Biliyorum yine;nefes nefese ve yapışkan bir halde eve giricem;duşa girmeden çayı ateşe koyup,vücudumda biriken yalnızlığı akıtma umuduyla suyun altına atıcam kendimi.
   Filme başlamadan gezindiğim ve takılıcak her hangi bir program olmaması için dua ettiğim kanalları dolaşıcam,biliyorum ki mutlaka saçma bir tartışma programına takılma ihtimalim yüksek.Bu anlarda neden televizyonu açtığımı merak ederim;kim bilir belki normal insanların yaptıklarını taklit edersem normalleşirim sanıyorum!
   ...
   ...
   Bir kaç kelimelik -ki okuyan var mı merak ederek ve var diye kendimi avutarak- yazma girişimimden sonra,uyumaya gidicem.Biraz düş,bir kaç anı-çoğu kötü olacak- bir kaç yarım saat;sağa ve sola,sonra yine sol ve sağ dönüşlerden sonra rüyalar tanrısı morpheus'un insafına bırakıcam kendimi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder