Translate

Bumerang - Yazarkafe

7 Ekim 2010 Perşembe

anılarımda ki kitapların anısına

   Filmlerde gördüğüm evleri hayal eder, bizim neden böyle evlerimiz yok diye üzülürdüm; küçüktüm ve televizyonumuzda siyah beyazdı. Özendiğim evlerin kütüphaneleri olurdu ve kütüphaneler dolusu kitapları. Bizde ki kitaplar sadece ansiklopedilerdi; “neden ansiklopediler olur ki, ansiklopediler sadece ihtiyaç varken açılır; durup dururken okunmaz ki” diye hayıflanırdım.

   Bir gün eski eşyaları düzenlemeye çalışan anneme yardım ederken-ki çok severdim eskileri karıştırmayı, unutulmuşluklar hep ilginçlikler içerir, anılar saklıdır oralarda- bir bavul dolusu kitap gördüm. Merakla anneme “bunlar kimin” dedim, “babanın” dedi. Şaşırdım, oysa babamın diğer babalar gibi; şu filmlerdeki özendiğim babalar gibi kitaplarının olduğunu hiç hayal etmemiştim. “neden buradalar, neden kütüphanemiz yok bizim; oraya neden koymuyoruz” dediğimde annem :” hadi kaldıralım, baban görürse kızar” dedi, kaldırdık kitapları yani kitap dolu bavulu. Anladım ki kitaplar sadece filmlerde kütüphaneye konuyor ve filmlerdeki babalar kitap okuyormuş; gerçek dünyada ise kitapları bavullara koyuyormuş babalar ve çocuklarına okumuyorlarmış, ayrıca bavulu açtığını görünce kızıyorlarmış.

   Yıllar sonra kendi kütüphanemi oluştururken; babamın kitaplarının da özgür kalması gerektiğini düşünüp, kütüphanemin bir kısmını onlara ayırdım. Bavulu annemden istedim; anlaşılan artık kızmıyordu babam, annem itiraz etmeden verdi.

   Elime aldığım sararmış sayfalarını özenle açıp tek tek kütüphaneme koymadan incelerken fark ettim ki; onlar yasaklı kitaplardılar ve diğer arkadaşları yakılırken elimdekiler son an da kurtarılmıştılar.

   Anladım ki; bir zamanlar kitaplar yakılıyordu, yanmaktan kitap kurtaranlar kahramanlardı. Babam bir kahramandı; kitapları barbarlardan kurtaran bir kahraman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder