Translate

Bumerang - Yazarkafe

28 Ekim 2010 Perşembe

bir gece hikayesi-3

...

“Sen elbette farklısın, o bir kadın. Ne biliyim kadın gözüyle de bakabilmeyi, farklı bir bakış açısına sahip olmayı istedim herhalde.” Adam iyi hissetti, soruyu güzel cevaplamıştı.

Her şeye rağmen kendini anlayan dost, adamı daha fazla sıkıştırmadı ve cevapla tatmin olmuş gibi davrandı.

“Ne yapmayı düşünüyorsun?” adamın da bilmek istediği ve cevabını bulamadığı için ilaçla uykuya sığındığı da buydu zaten. Ama verilebilecek bir cevap varsa bunu kendisi vermeliydi. Belki şuan değil ama yine de cevap kendiydi.

“neyse ya, sen neler yapıyorsun biraz da sen anlat bakalım. Buralara seni getiren arkadaş kız mı? Tabi ki kız yoksa erkek erkeğe ne işin var bu saatte dışarıda dimi?” adam haylaz bir çocuk misali gülerek her şeye rağmen kendini anlayan dostun omzuna yumruk attı.

Sohbeti sürdürmemeleri gerektiğini ikisi de bilecek kadar birbirlerini iyi tanıyorlardı. Ve aradıkları cevapları cümlelere dökmeden de anlaşabiliyorlardı. Adam, her şeye rağmen kendini anlayan dost üzerinden kendini tedavi etmişti. Her şeye rağmen kendini anlayan dost ise adamın zor zamanında ayna olmayı başarabildiğini biliyordu; rahattı.

Duvarların eskisinden daha aşılabilir olduğunu görmek, her şeye rağmen kendini anlayan dostu mutlu etmişti. Sabahın ilk ışıklarına dek sohbet ettiler. Sabah ezanı okuduğunda börekçide fırından çıkmak üzere olan sıcak böreği bekliyorlardı, çayın altını kısmışlardı ki eve döndüklerinde böreği soğutmadan yiyebilsinlerdi.

İkisi de artık bunları yapmanın biyolojik yaşlarına uygun olmadığını bilmelerine rağmen, sorgulamanın ruhen yaşlanma işareti olacağına sessizce karar vermişlerdi. Uyumaya karar verdiklerinde gün ışımış, vizelere hazırlanan yeni yetme üniversite öğrencilerine benzer hislerle başlarını yastığa koymuşlardı.

Adam uzun zamandır ilk kez uykuya dalmak için çabalamamış, aksine fark etmedi bir hızla uyuyakalmıştı.

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder