Translate

Bumerang - Yazarkafe

30 Ekim 2010 Cumartesi

üzgünüm

    Bazı kadınlar gün ışığında güzeldir; doyasıya bakmak içindirler. Tüm yüz hatlarını, gözlerinin yada dudaklarının kenarlarındaki kıvrımları görebilmek güzeldir. Gözlerinin ışıltısında kendi yansımanı görebilmek, gecenin loşluğunda gizlenmeye çalışılanları; yalancı bir romantizmle maskelemekten çoğu zaman daha çekicidir.

   Masanın diğer yanında gözlerinde yanıp sönen mumun alevine odaklanmakta zorlanırken ağzıma baktığını görebiliyordum. Bir kaç cümleydi beklediği ama ben terliyordum. Söylemem gerekenler asla provası yapılmamış, o an orada söylenmeliydiler ki ben söyleyemiyordum. Bunu anlatmamın imkanı yoktu; bambaşkaydı.
   Bir rahibin günah çıkarması gerekiyordu oysa af dilediği de bir günahkardı.Ellerime kendinden emin biri gibi sahip çıkmalıydım ama ellerimi hissetmiyordum.Masanın altında kontrolsüz salınımdaki ayağımdan nefret ediyordum; iyi ki masa örtüsü vardı.
   Susmalarımdan ayrı bir haz alır gibiydi. Bir yumruğunu gırtlağıma basmış,susmamı izliyordu ve "konuş" diye beynimin içinde bağırıyordu; nefes alamıyordum. O ise gülümsüyordu; olabildiğince güzeldi ve de inandırıcı.
   Ağzımdaki serinliği sevdim; boğazımdan aşağı inen suyun değdiği her hücreyi algılıyordum, bambaşka bir şeydi. O an içimi olabildiğince havayla doldurmak için burun deliklerimi genişlettim, yetmediler ağzımıda açtım. İçimden çıkarken yanında kelimeleri de götürmesini tembih ettim soluğuma.
   Alnımdan süzülen ter damlası beni ele veriyordu; silmeliydim hem de çaktırmadan ama yapamadım,artık çok geçti.
   Utandım sanırım; nedenini bilmiyorum ama utandım.
   Garsona hesabı işaret ettim,gözlerindeki mumun alevi bile söndü. Başını önüne eğdi, suçlu bir kız çocuğu gibi dudaklarını bükdü; hastalıklı bir zevk duydum dudaklarını izlerken, oysa üzüldüğünü hissedebiliyordum.
   Üzgünüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder