Translate

Bumerang - Yazarkafe

10 Ocak 2011 Pazartesi

öyküden hayatlar

   Birbirlerinin geçmişlerine dair hiçbir şey bilmeyen üç insanın çok az birliktelikleri olurdu. Ne kadar az zaman geçirirlerse o kadar rahattılar ve bu kural konuşulmadan kabul edilmişti. Mahir çayı ateşe koyduğunda şimal son hazırlıklar için odaya gitti, yılmaz da takım elbisesi giymeye. Siyah gömlek, siyah ceket ve siyah pantolon giyerdi sürekli olarak, saçları arkaya yatsın diye bolca jöle sürerdi ve şimalin hediyesi ağır erkeksi kokusundan çokça üzerine dökerdi. Elinden hiç düşürmediği ufak taşlı tespihi ise en önemli aksesuarıydı.

   Şimal her gece en renkli ve de en cüretkâr olanlarıydı. O gece en sevdiği kırmızı mini eteğini giymiş, kırmızı bir rujla yine fazlaca abartmıştı ama normal olmayan hayatlarda abartı fark edilmek demekti.

   Mahir onlar çıktıktan sonra mutfağı toplamış, bulaşıkları yıkamış ve şimdi balkonda en sevdiği anı sigarayla taçlandırıyordu. Gözü karşı binada ki kızın penceresindeydi. Işıklar yanmıyordu; eve gelmemişti ya da mahir görmeden yine evden çıkmışta olabilirdi. Bu gece dışarıda olması mahiri rahatsız olacağı düşüncelere itse de mahirin buna ihtimal dahi vermeye niyeti yoktu. Mahir akşamları işe gittiğinden kızın gece evde olduğunu düşünmesi kolay oluyordu. Bu gece de öylesine bir tesadüftü; kız bir arkadaşına gitmişte olabilirdi ya da dışarıda felekten bir gece geçiriyor da olabilirdi; ne de olsa gece demek eğlence demekti buralarda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder