Translate

Bumerang - Yazarkafe

2 Ocak 2011 Pazar

üç beden daralmış bir yıl

   Kaan hemen masasının karşısında, pistte kendinden geçmiş halde danseden kız arkadaşını izliyordu. Kız olabildiğine tahrik edici hareketlerle adeta bir tapınma ritüelinde gibiydi. Kızın gözleri kendine yöneldiğinde, kıza gülümsüyor ve dudağını ısırarak onu daha bir havaya sokuyordu. Kızın gözlerini yumduğu veya bir başka noktaya kaydığı zamanlarda da; etraftaki gözlere, gözleriyle uyarılar göndemek gibi düşünmeden edindiği bir refleks oluşturmuştu.
   Gözyaşı yılbaşlarından kurtulduğundan beri, her renk göz girmişti hayatına. Her yıldönümüne; teni, kokusu ve farklı renkte bakan gözlerin ardındaki bambaşka ifadelere sahip yepyeni kadınlarla girmiş ama hiçbiriyle başladığı yılı tamamlayamamıştı. Gözyaşı yılbaşlarından öğrendiği gerçeği ise asla unutmuyordu; kısa vadeli ilişki zihinde tahribat yaratmayan bir lezzet bırakıyordu. İçine bir damla gözyaşı sızması bile; dönüm noktasındaki titrasyondaki kaybolan renk misali tüm güzellikleri yokediveriyordu.
   Kaan emindi ki bu kızda bu yılı tamamlayamayacaktı ama yine de bir "belki" neden eksik olsundu. Birazdan gittiğine inanılan ve bir yıl önce gelişi kutlanan eski yıl, Kaan' ı üç farklı bedenle cezalandırmıştı. Erkek egomonyasında bu övünülecek bir durumdu ki, Kaan içinse bir lanetti. Kimi kez kendini genç bedenlerle beslenen bir vampire benzetiyordu. Bir virüsün yaşaması için ihtiyacı olan konak canlının varlığı misali; bir canlıdan ötekine geçiyor ama her gittiği canlıyı kendinin ucuz bir kopyası gibi kendinden izlerle bırakıyordu.
  Bu kendisine hediye edilmiş bir lanetti; sevgiliyi kırmamak adına, hediye edilen berbat kokulu bir parfümü sürekli üzerinde taşımakla ilişkinin ömrünün uzayabileceğini umut eden bağımlı bir çaresizlik gibiydi.
   "Bu gece eğlenmeliyim" le zihnini bulunduğu noktaya geri getirdiğinde, ani bir rekleksle etraftaki gözleri gözleriyle tehdit edip, elleriyle dans eder gibi yapıp yeni yıllık sevgilisine eşlik etti. Gözleriyle kızı daha da bir tahrik etmeyi isteyerek mi yoksa düşünmeden yapmıştı bilmiyordu ama kız mesajı almış gibi enerji dolmuştu.
   Kızın bu haline ne kadar özendiğini farketti. Tam da kaan' ın ihtiyacı olan bir trans haliydi kızın dansı; eskiyi, yeniyi, etraftakilerin nedenli-nedensiz bakışlarını, anılardaki tahribatları umursamadan sadece müziğe eşlik etmek. Kocaman bir yoklukta kendini yeniden varediyor gibiydi; ne kadar kıvraksan o kadar azalıyordu hüzünler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder