Üç yıl önce öğrenmişti
bu mekanı. O zaman asayiş şube de gece nöbetlerine, acemi diye nitelendirdiği
yeni polisleri denetlemek için arkalarından gittiği bir geceydi. Yeni
yetmelerden ikisi bir hayat kadınını arabaya bindirmek üzereydiler ki,
yıldırım-asıl adı şaban’dı- baş komiser, kadını elemanlardan almış, olaya el
koymuştu. Aslında adamlar işlerini doğru yapıyorlardı, yanlış olansa sistemin
kendisiydi. Kadını karakola götürecekler ve iki saat sonra bırakmak zorunda
kalacaklardı; bu durumda idealist polislerin zaman ve emek kaybı umurlarında
olmayabilirdi fakat yıldırım baş komiserin dengeleri bozmaya niyeti yoktu.
Kadını, yeni yetme
polislerden alıp serbest bırakacaktı ki; kadının sessizliği yıldırımın içinde
kötü bir merak uyandırdı. Böyle vakalarda kadınlar bolca küfreder ve
arkasındaki pezevenklerinin enselerinin kalınlığında, polisleri tehdit
ederlerdi. Hepsinin de mutlaka bir vekil ya da en azından emniyette bir
tanıdıkları olurdu.
Yıldırım baş komiser
kadına nereye bırakmasını istediğini sorduğunda bile, kadın suskunluk yemini
etmişçesine sessizliğini bozmadı. Baş komiserin içinde ki huzursuzluk
artıyordu. Kadına bir yere gidip, bir şeyler yemeyi teklif etti.
.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder