Translate

Bumerang - Yazarkafe

23 Mart 2012 Cuma

boşluk



Bodrum katının küçük ve kaldırım seviyesinden altta kalan camından dışarıya bakan, hayatta hiçbir şey olamamış adam  ın, gözlerinde ki duyguya takıldı biran. Hüzün müydü? Hayır! Mutluluk olabilir miydi? Bir insanın bu denli, dünyada var olan birçok şeyden yoksun ve herkesten yoksul olmasında mutluluk olması mümkün olamazdı! Kaldırımdan gelip geçenleri değil de, sahil kenarında denizi seyrediyor gibiydi; bir elinde çay, diğerinde sigara ve yüzünde hiç kimseyi görmeyen, hiç kimsenin görmediği bir yerleri seyreder gibiydi.
Hayatta hiçbir şey olamamış adam  da,  çok daha tuhaf olandı; bir insanın evini, evinde ki mahrem halini izlemek. Adımlarını hızlandırdı. Her zaman yaptığı gibi sokağa, sokakta akıp giden hayata odaklanmalıydı. Farklı olan bir şey içini rahatsız ediyordu. Adam ı tanıyor gibiydi. Hem tanıyor ama bir o kadar da hatırlamak istemiyordu. Gözleriyle hala içine bakıyor gibiydi, hayatta hiçbir şey olamamış adam . Birden bire ürperdiğini hissetti, ayaklarının önünden bir kedi hızla geçti, ardından onu kovalayan bir başkası. Uykudan uyanmak gibi, etrafına bakındı, sokağı izlemeliyim dedi içinden.
Hayatta hiçbir şey olamamış adam , yalnız değildi. Gözlerin yanılgısı değilse, arkasında ki yatakta oturan bir kız vardı. İnsanın içini ısıtan güzellikte bir kızdı, gözlerinde ki umutsuzluğu saymazsak. Bir bakışla ne çok ayrıntının resmini çekebilmişti; hayatta hiçbir şey olamamış adam , arkasındaki kız, kızın üzerinde oturduğu yatak, yatağın bir kenarına toplanmış kirli çarşaf, içinden yorganı çıkmış çarşafla uyumsuz nevresim, yatağın kenarındaki masa, kül tablası, kül tablası niyetine dörtkenarından katlanmış daha evvelinden karalanmış kâğıt ve üzerinde söndürülmüş biri rujlu diğer üçü filtresine kadar içilmiş dört izmarit.
Bu kadar ayrıntı ne gereksiz diye düşündü içinden, hala sokakta yürürken. Akıp giden deli bir hayat varken izlenmesi gereken, ne kadar gereksiz ayrıntı varsa onları yakalamış, analiz ediyordu.  Hastalıklı insanların gereksiz tavrına benziyordu şu an ki durumu. “sokağı izle” dedi, hafif duyulan bir sesle, etrafına baktı sonra; duyan var mıydı? Neyse ki kimse dikkat etmemişti, herkes normaldi demek ki. Elinde ki sigaranın izmarite geldiğindeki tadı geldi ağzına, birde parmaklarında hissettiği sıcaklığı; atma zamanıydı sigarayı, biri daha bitmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder