Translate

Bumerang - Yazarkafe

25 Nisan 2012 Çarşamba

iyi geceler

   Saat 03:07.
   "Söz vermistgn" diye yazıyor bozuk türkçe ile ya da acele ile yazılmışlıktan muzdarip mesajda. Belki de öfke, belki ağlayan gözlerinden net olamayan harflere ezbere basmış olmalı.
   Neden gece telefonumu kapatmıyorum ki. Onu da uykusundan ettim ki, ne cevap vereceğimi bilememekten, daha az canımı acıttığını söyleyemem.
   Gereksiz reklam ya da banka mesajı mı demeliydim, yoksa salak bir arkadaş mesela ya da ne biliyim "yanlış atılmış, numarayı tanımıyorum" da diyebilirdim ama sustum. O da tekrar sormadı; keşke sorsaydı da kendimi bu kadar incinmiş hissetmeseydim.
   "Yine sus, en iyi bildiğin şey" saat 03:12. Bir insan kaç kez aynı hatayı yapabilir, neden açık tutuyorum ki ısrarla. Kapatmaya dahi fırsat bulamamışken, mesajın geldiği numara aramaya başladı. Kızgınlıkla bıkkınlık arası soruyor, haklı olarak; "kim bu şimdi, gecenin bir yarısı. Açsana ne istiyormuş?" açabilsem, açmasam ikisine de cesaretim yok. Telefona bakıyorum, sessize almayı akıl etmiş olmam bile mucize. Yüzüme telefonun ışığı vuruyor, sırtımda hala O' nun sıcaklığını hissediyorum ama huzur değil duygum, geçmiş olma olasılıklı tedirginim.
   Geçmiş, demek ki hala geçmemiş. Bir yerlerde izim kalmış, birilerinin sancısı saçlarımdaki aklarda saklı olduğu gibi. Kimsin, daha doğrusu hangisisin. Gerçekten yanlış numarada olabilirsin ama öğrenmeye bile cesareti yok.
    Neyse ki kapattı.
    Bende kapattım telefonu ama beynimi kapatmak mümkün değil. Bana sarılıyor; O sarıldıkça vicdanım boğazımı sıkıyor, kalbim bedenimi terketmeye hazır sanki. Annesinin vazosunu kırmış çocuk gibiyim.
   Uyumalı ve unutmalıyım, unutmaluyım ki uyuyabileyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder