Translate

Bumerang - Yazarkafe

11 Haziran 2012 Pazartesi

Cehennem


   Yanlış şerite giren araba, kendi yolunda ilerleyenle kafa kafaya çarpışıyor.

   Freud derdi ki; "bu bir ihlaldir, varolan bir sorunun diğeriyle ilintisidir"
   Hawking'e göre;" iki paralel evren arasında oluşan-istemli yada kontrolsüz-solucan deliğidir. Aynı frekans da titreşen atom altı dünyanın geçiş anıdır"

   Uykudan fırladığımda nefes almakta zorlanıyordum; göğsümde büyük ağırlıktan kalma bir ağrı, terlemişim, çarşaf-nevresim hepsi darmadağın.
   Kendimin yaşlı, yalnız ve çaresiz halini görüyorum. Mekan; çocukluğumun evi, annem yani ordaki ben'in annesi de yok ailesi de. Ev yalnızlığın karanlığında hepten sıkıcı olmuş. Büyüdüğün sokağa, ergenken gittiğinde gözüne küçülmüş görünür ya; ben küçülmüşüm, evse beterden beter daralmış.
   Tuvalete kalkıyorum, yatağa dönüp aynı rüyaya devam ediyorum. Üç aydır, aynı rüya; rüya değil kabus. Yaradana küfreden, yaradanı öldürmeye niyetli bir öfkeyle için için ölüyorum ama uyanamıyorum. Tek yapabildiğimse, bir korku filminden öğrendiğim gibi, uyumamaya çalışmak.
   Diğer ben, benim ayrıldığım evde yaşamaya devam etmiş, çokça ızdırap çekmiş; hissediyorum ve ondan da beter acıyor içim. Kontrol edebildiğim rüyalardan çok farklı; tek bir kılımı dahi kıpırdatamıyorum. Benim evrenim değil, ben orda olmamalıyım; bu diğer ben'in evreni. O benden bihaber ama ben onun ağzından konuşuyor gibiyim. Bana; Allah'a küfrettiriyor, aklımın sınırlarında olmaya mecbur bırakıyor.
   Karabasan, cin ya da büyü. Hoca, şeyh ya da şıh. Çaresi antidepresanlarda bile değil. Anlatsan anlatılmaz, susmaya çabalasan; anlat diye içinden çıkmak ister.
   Cehennem böyle bir şey olsa gerek, evet kesinlikle böyle.
   Utanıyorum; korkularımdan çok korktuğumu itiraf edememekten

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder