Yıllarca beklenilen, geldiğinde; O beklediğin değilmiş gibi yanılgıya düşer ya insan, oysa O' dur beklenen ama beynimizde Onu her konuk ettiğimizde farklı hikayelerde yer vere vere başka bir giysi giydirivermiş oluruz. Öyle bir şey mi benim ki de?
"Mavi gözlüm, ne yapalım bugün?"

Evet, emindim bu tepkiyi vereceğinden. Kaç zamandır bu dialoğu yaşar gibiyiz; belki yüzlerce? binlerce? Dejavu dayım ama bu kadar uzun dejavu evrenin yasalarına aykırı.
İyi de adı neydi. Çok iyi ya; her şeyini biliyorum da, adını bilmiyorum. Demek ki tam anlamıyla tanıdığım söylenemez. Oysa; kahvaltıdan evvel sevişeceğimizi, neresinden en çok hoşlandığını, hatta ne kadar zaman da rahatlayacağını ve nasıl nefesini serbest bırakacağını nasıl bilebilirim; tanımıyorsam?
Tanımadığım birini nasıl bu kadar iyi bilebilirim, nasıl?
"Aşkım sende bugün bir gariplik var, eğer iyi değilsen evde kalabiliriz. Evet ya, ne dersin; evde kalıp film izleyelim hem ben sana kolombiya kahvenden yaparım, şu acı şeyden; kendime de sıcak çikolata yaparım, yatakta tüm günü film izleyerek geçiririz ne dersin hııı?"

"Anlaşıldı bugün hastayız, ben şimdi seni iyileştirirm tatlım. Sen içeri geç ben masayı toplayım geliyorum, filmi seç tamam mı? Zehir gibi kolombiya yerine mis gibi çikolata istemediğine emin misin? En iyisi sana süt ısıtıyım ne dersin? Tabi ki kolombiya diyeceksin eminim, neyse hadi sen içeri geç filmi koy geliyorum canımın içi"
Canımın içi??
Kesinlile tanıyorum, kesinlikle sen...sen...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder