Translate

Bumerang - Yazarkafe

29 Ekim 2012 Pazartesi

Affet artık


Ruhumu özgür bırakmanı ne çok isterdim. Belalar okuyuşun hala kulağımda...
 
Biliyorum yanlıştım, baştan sona. Senin değerlerin ki benimkinden, benimkiyse tüm sevdiklerimden farklıydı. Oysa ben sizi hep aynı sevdim; siz beni çok severken de, ölmemi istediğinizde de. Adımı silseniz de isimlerinizin yanından, ben her gece sizlerin adlarınızı sayıyorum Tanrıya, dua ederken. Kendime değil ama size hep dua ediyorum, hep edicem.
Beni affettiğini duyabilmek isterdim; tek kelime etmeden, sadece senin konuştuğun ama sonunda ruhumu azat ettiğin bir telefon görüşmesinde mesela. Yüzüme bakmasan da olurdu. “Seni affediyorum, hakkımı helal ediyorum” demen bana mutlulukların en güzeli olurdu. Bir başka hayatın var; beni anmadığım, ismimin yasaklı olduğu. Kızmıyorum, hak veriyorum hatta. Ama bırak benimde bir hayatım olsun; eksik de olsa, özgür bir hayatım olsun. Uçur ruhumu; ardından el sallamasan da, bırak uçayım artık.

Bilemedim, bilsem de değiştirebilir miydim; sanmıyorum. Ben buydum, senin istediğin olmayandım, değiştiremediğindim. Neler hissettim de söyleyemedim; oysa ne isterdim seninle uzun uzadıya sohbet etmeyi, senin istediğin olabilmeyi, gurur duyduğun olmayı. Neylersin ki hayat istemediklerimizi verip, eğlenen; acımasız bir Tanrıymış. Tövbe! Asla Allah’a karşı gelmem ama ya sen; beni değiştirmek için kaç kez karşı geldin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder