Kelimeleri dinledi; O'nun sesinden. Dudaklarına vurgundu; gözlerinden bakmaya fırsat bulamadığı ya da bakarsan ayıp olur diyerek utandığı dudaklarına. "Kadınım" demek isterdi, el ele liseliler gibi olmasa da elini tutmak isterdi; sıcak mıydı teni yoksa uzak mı? Bilemedi!
Nefesinde ki mentol tadının ayırımına varmak isterdi; ağzının laboratuvarında.
Bir bedenin ne kadarı bir diğer bedene sığabiliyordu; öğrenmek isterdi. Öğrenemedi!

İlintili olmak değil, ilgili olmak için; "geldim" demişti, duyan olmadı sesini. Birinin kulağına fısıldasın isterdi rüzgar. Damdan düşer gibi, kazara olsun diye bunca zaman beklemişti; hesaplı harcadığı yıllarda. "Beklemediğin an gelendir" diyen dervişi dinleyip beklememiş gibi yapmıştı ya asla aklından çıkaramamıştı.

Bekledi, bekletildikçe.
Belkileri önünde, keşkeleri ardında; kah yürüdü çokça da süründü. Eli elinde biri kaldırsın istedi; doğrulabilmek değildi derdi, eli eline değsindi yegane isteği...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder