Translate

Bumerang - Yazarkafe

26 Mart 2013 Salı

2lem

   Bir genç kız gibi, genç kızların erkeklerden kaçındığı gibi, kaçıyordu kadınlardan. Gözlerine bakamıyor ama kendini görmeyeceklerine emin olduğu her an gözlerini alamıyordu hoşlandığı kadınlardan. Gelip konuşanlar kadınlar olsun diye, ilk hareketi onlardan beklerdi ki şu ana dek hayalinde kurguladıklarından bir tek fazla olmamıştı gelip konuşan.
   Tüm fantezilerinde ki sınır tanımamazlığına rağmen, hiç bir kadınla ciddi olmamış, olmayı düşlerken dahi nefessiz kalmıştı.
   Kendi için yaratılan, varlığına inanmak zorunda olduğu, biri vardı. "Bir gün" diyordu hep ve ardından "inşallah" . Yalnızlık değildi, kendince, içinde bulunduğu konumu, sebatla mükafat gününe hazırlıktı. Arkadaşlarının aksine, küçük heyecanları ya da deneme dönemleri-ki onlar öyle diyorlardı- olmamıştı. Bir ve tek defa da bulacaktı; emin olmasa da inancından şüphe etmekten kaçıyordu. İnanmak varolmaktı, sadece bunu biliyordu.


  Kadına dokunamıyordu; uzaktı, sevdiğini söyleyemiyordu; yasaktı, haramdı ve olamazdı. Kıyısından durup seyretmekten ötesi, boğulmak demekti; korkusu kendi için değildi, kıyısında durmaktan yoksun kalmaktı. İlişik olmaya razı, ızdırabını gizleyen maskeleri vardı. Varsın kadın mutlu olsundu ve uzak; kadına bir başkasının olsundu ve kendine haram. Öyle ya farkeder miydi; seven için dokunmak ya da uzak kalmak. Değil miydi ki efsaneler de, kavuşulamamak efsane olmanın ön şartı. Efsane olmakdan öte, kendini tümden kadından koparacak her nevi hamle, ölmekle eş değerdi. İnancının yitmesi, inançsızlık ise yarattığı dünyayı kendi elleriyle yok etmek, demekti.
  "Allah korusun" dedi ve hemen bu hastalıklı düşünceden uzaklaşmak için; düşlerine sarıldı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder