Translate

Bumerang - Yazarkafe

29 Mart 2013 Cuma

hikayemiz yazsın kendini


   Denize kıyısı olan memleketin insanları kadar sıcak, salaşlığında içtenlikli, samimi insanların arasında; taş plaklı şarkılar eşliğin, deniz kenarında bir balıkçı meyhanesindeyiz. Kadehimizde senin ten rengin misali rakımız, haydarimiz-sarımsak kokalım dedinde söyledik- ben susuz içiyorum diye arada kızsan da, gözlerinin kırmızılığında çakırkeyfliğini seviyorum. Dilinin yuvarlanmasında adımı söyleyişindeki sonunu uzatma halini seviyorum, ki sevmediğim bir yanın var mı merak ediyorum?
   Hani evlenecektik diyen kızlara inat, evlenmeyelim deyişin; şunu bunu yapma diyenlerin aksine yaşayalım ne varsa tadalım hayat dediğin bu değil mi deyişlerin; her rakı sofrasında sana yeniden aşık olmama neden olan senin tanımadığım yanlarını dinlemelerim; nerde var bunun tadı.
   Denizin iyoduna karışan kokun, ağzının neminde demlenen anason ve sarımsağın baştan çıkaran karışımına hayran olmamak mümkün mü?
   Fonda ki müziklerin her birine ayrı ayrı eşlik edebilen, ben ilk kez duysam da senin biliyor olmana şaşırtan; faklılığın. Hele sesinde ki billuriyet, kristal bardakların ritimsel aşkıyım seninle; gönül nasıl dirensin sana?
   Aklımda bir sen, karşımda sen; bir de seni uzun uzun yazabildiğim bir roman taslağı kafamda; ne zaman mı yazarım? Sen benden ne zaman gidersen, sensizliğin mateminde belki, senin ezberlettiğin şarkıların eşliğinde muhtemelen.
   Sen kal, hiç gitme olur mu! Bırak hikayemiz kendini yazsın, sensizlikle bin gece sürecek ölümlere salma beni, varsın yazılmayı versin de yaşansın bu kez... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder