Translate

Bumerang - Yazarkafe

7 Mart 2010 Pazar

ya(ş)l(ı)nız(lık)


Yaşlandıkça(bu kelime yerine başka bir sıfat bulmuştuk arkadaşlarla;olgunlaşmak) daha mı ıssızlaştı sokaklar,ve daha bir ısırganlaştı,sanki yalnızlıklar.

Geç saatlerde(evde bekleyen olmadığından geciktiğinin önemi de yoktur) eve dönmek istemeyen her yanını,konakhanene götürürken,geçtiğin sokaklarda kimsenin olmaması bir çocuk ürpertisi yaratır oluyor bir süre sonra.Adını koyamadığın korkun;sokaklardaki ıssızlık değil,sendeki sokaklarda gezdiren ve birilerini aratan kimsesizliğin oluyor.

Eğlenmek için gidilen mekanlardan,apar topar ve de koşturarak eve dönme saatini geçirmeme telaşlarını yitireli hayli olmuşken,bir bekleyen,bir yol gözleyen ve hatta sana; "nerdesin bu saate kadar" hesabını sorsun istenen birini arzular oluyorsun belli bir zaman sonra.

Sen yalnızlaştıkça ve yalnızlığını bağıran evine dönmek istemedikçe;erken saatte yatan-ki sen erken sanıyorsun,"normal" insanların uyku saatlerini-arkadaşlarını kınar oluyorsun.Bir daha görüşmem dediklerini tekrar aramak için sudan bahaneler yaratıyorsun;çoğu zaman kendinin bile kınayacağı çaresizliğinde.

Yol boyunca; "neden,bende...?" sorularına her gün yeni ve farklılarını ekliyorsun ama asla cevap vermiyorsun.

Eve dönerken liseliler gibi elinde telefon,sürekli ekrana bakarak yürüyorsun ama tek farkla;sen mesaj atmıyor,o saatte acaba başka kime gidebilirim diye isimleri tarıyorsun,mesaj atmayı da istemiyor değilsin ya,atacak kimsen kalmadı ki;sende biliyorsun.

Olgunlaştıkça,yaşlanıyor insan ama yaşlandıkça olgunlaşmıyor sadece yalnızlaşıyor insan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder